19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1990
Okunma

Ben de bir insan evlâdıyım ; benim de bir annem var ! Doğurmayı hiç istememiş olsa da, düşürmeyi beceremediği için dünyaya getirmek zorunda kalmış olsa da, daha bir buçuğumda babasız, sekizimde de annesiz bırakmış bile olsa ; bir annem var benim de !
Anneler sever yavrularını ; en azından sevmek isterler. Benim annem de sevmiştir, ya da sevmek istemiştir mutlaka. Bir damla sütü hangi anne esirger yavrusundan, o da esirgememiş ya da esirgemek istememiştir . Geceleri masal anlatarak, ninniler söyleyerek,
süt içirerek , öperek uyutmayı ; sabahleyin yine gül dudaklarıyla öpüp , güzel bir güne uyandırmayı hangi anne istemez ?
Hangi anne çocuğunun bir eksiği, rahatsızlığı, ağrı ya da sızısı olduğunda rahat edebilir ? Yer yüzündeki tüm güzellikleri, yiyecekleri, giysileri, umutları yavrusuna sunmayı hangi anne istemez ?
Sıcacık kolları arasında, anneli-babalı büyümesini, okula gitmesini,mezun olmasını, hayata atılmasını, başarılı olmasını, mutlu olmasını, çoluk-çocuğa karışmasını görmeyi istemeyen bir anne olabilir mi ?
Hayat şartları, cehalet ya da imkânsızlıklar, tüm bunları yapmasına engel olmuşsa bir annenin, yavrusunu sevmediğinden, ya da tüm bunları ondan esirgemiş olduğundan olabilir mi ?
Benim annem de isterdi benim iyiliğimi. Sıcacık yuvamızda anneli-babalı büyütmeyi, sevgisini, şefkatini göstermeyi isterdi mutlaka. Geceleri masallarla, ninnilerle, süt ile, öpücüklerle uyutmayı, sabahları aydınlık ve umut dolu günlere öperek uyandırmayı isterdi. Çocukluğumda okuluma, büyüdüğümde işime ,dualarla uğurlamayı istemez olur muydu ?
Zaman zaman kırıldıysam da sana, anneler affeder değil mi canım anam ? Kandil akşamları da olsa, bazı bayram günleri de olsa geldim elini öpmeye değil mi ? Evlenmeden önceki bir Ramazan ayını, geceleri sahura birlikte kalkarak yaşamak kısmet olmuştu değil mi ? Hatta evlendikten sonra, bir gece de evimde kalman kısmet olmuştu benim.
Şimdi uzaklardayız annem ! Görüşmeyeli nice kandiller, hatta nice bayramlar geçti. Korkuyorum anne ; bu dünyadan son bir defa görüşmeden, ellerini öpmeden, bir kez daha helâlleşmeden göçüp gidersin diye korkuyorum. Gerçi ,yıllar önce hastalandığında helâlleşmiştik ama ille de bir kez daha görüşmemizin kısmet olmasını isterim ben.
Korkuyorum anne ; bensiz bu dünyayı terk ettiğinde, son yolculuğuna yetişememekten korkuyorum. Kim bilir belki de ben senden önce çıkarım o yolculuğa ; belli mi olur anne ? O zaman da sen gelemezsin ki beni uğurlamaya !
Ah annem ; hayat şartları, cehalet ve geçim fırtınası ne hallere koydu bizi ve nerelere sürükledi ? Ben istemez miydim anne ; evimin bir köşesinde oturmanı, akşamları eve geldiğimde hatırını sormayı, sabah evden çıkarken hayır duanı almayı ? Ben ister miydim ; böylesine uzak kalmayı, ömrümüzün son demlerinde böylesine hasret kalmayı ?
Benim bir annem var ; seksen yedi yaşında ! Ben, üç eşinden ikincisinin ikinci, kendisinin altı çocuğundan beşincisiyim. Beni , bir buçuk yaşımdayken ayrıldığı babama, sekiz yaşımda iade etmiş. Daha sonra tekrar evlenmiş. Kırılmışım ona, darılmışım belki de ; günaha girmişim. Annelere darılmak olur mu hiç ; hangi evlâda böyle bir hak verilmiş ? Ben bu dargınlığın günahını çok çektim. Belki de yaşadıkça çekeceğim.
Anneler melektir aslında. Yavrularına gücenmezler ; aflarını esirgemezler onlardan. Hangi anne evlâdının çile çekmesini ister ? Benim annem de istemez elbet.
Ne olur bekle beni anne ! Son yolculuğuna çıkmadan önce bir kez daha görüşelim. Tüm kırgınlıkları silelim hayatımızdan. Bak ben sensiz çıkıyor muyum o yolculuğa ? Bilemezsin anne ; yıllardır nasıl da direndim ölüme , bu hayattan kaçışa ? Bir tek sana gücüm yetti anne ; bir tek senden kaçtım yıllardır.
Affet beni annem ! Affet Allah’ım !
(Hiç bir annenin, isteyerek , yavrularını terk edeceğine inanmıyorum .)
Fikret TEZEL - Yaklaşık üç buçuk ay sonra vefat ettiğinde, annemin yanındaydım ve onunla helâlleşmeyi kısmet eden Yaradan’a şükürler olsun.