13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1531
Okunma

Yaşam, risklerle doludur. Bu risklere girmekten kaçarsan, tek düzeliği, monotonluğu tercih etmiş olursun ki; bu da kendini belirli kalıplar içine sokmak demektir.
Aşk da öyledir…Aşkın tamamında risk vardır. Bu riski göğüsledikçe mutlu olmak için her zaman alternatif yollar çıkar karşına…Risklerle mücadele ettikçe,kendine gelirsin,özgüvenin artar…Pısırılıktan uzaklaşır, ,dış dünyaya açılırsın…Benliğine hapis olmaktan kurtulursun…
Benliğine hapis olanlar, narsistlerdir.Ve sürekli korku ile yaşarlar…Gölgelerinden bile rahatsızlık duyarlar…Hep kendilerini düşünürler…Hep,ben merkeziyetçi bir ego oluştururlar…
Aşk, sancılı doğar…İlk etapda zor kabullenir…Çekingendir…Nasıl ki;yeni doğan bir bebek,ağlayarak dünyaya merhaba diyorsa,gözyaşları döküyorsa;aşk da ağlatır insanı…Dökülen gözyaşlarını içine akıtır…
Aşk, acı verir…Acı çeken insan,kadir kıymet bilir…Acı çekmeyen ise kuru bir ot gibidir…Saman aleviyle parlar gider…
Aşkın acısından unutulmaz haz duyarsın, yaşamdan zevk alırsın…Seni sımsıkı saran zincirlerini,hiç ummadığın şekilde gizemli bir güçle kırarsın …
Aşk, insanı olgunlaştırır…Olgunlaştıkça,insan olduğunu anlarsın.Kendine gelirsin…Kendinle barışık olursun…
Aşk, ateşten farksızdır…Benliğini yakar kavurur…Yandıkça şekilden şekle girersin…
Bir demirci, kızgın ateşte ham demire nasıl şekil verip, onu değişik şekillere sokuyorsa; beynindeki düşüncelerin de, pozitif olarak rengarenk olur… Beyin jimnastiği yaparsın…Sonunda kişisel kısır nevrozlarından kendini soyutlamış olursun…
Aşk, şekilciliği sevmez…Dil,ırk,mezhep,renk ayrımı yapmaz…
Aşkın zamanı ve yeri belli olmaz…Kime kısmetse onun yakasına yapışır…
Aşkta ruh bütünlüğü vardır…Ruh bütünlüğü,yıllar geçse de parçalanmaz.Hep aynı kenetlenmiş şekilde kalmaya devam eder…
Aşk, bedensel bütünlüğü sevmez…Bedensel bütünlük(cinsellik),bir anlıktır.Geçici hevestir,hemen unutulur…
Aşk, kıskançlığı sevmez…Kıskançlıktan nefret eder…Çünkü kıskanç insanların kendilerine güvenleri yoktur.Kendine güveni olmayan insan,her türlü sıkıntıyı yaratır…
Aşk,karşılıklı övgüleri sevmez…Canım,cicim,tatlım,gülüm,balım v.s..gibi süslü kelimelerden hoşlanmaz…Aşk,yürek sesiyle konuşur…
Aşk olan iki kişi, aynı frekans dalgaları içerisinde yuvarlanıp giderler…Değişik yerlere sapma yapmazlar…
Aşk, havada uçan güvercin misali özgürlüğü sever…Özgürlüğünden taviz vermez…Onu hapsetmeye kalkarsan,kendi kendini yer bitirir ve harakiri yapmak zorunda kalır…Bırak özgür kalsın…Uçabildiği kadar uçsun…Eğer,senin özgüvenini kazanmışsa;yorulduğu zaman gelip senin kollarına sığınacaktır ve seninle huzurlu olacaktır…
Aşk,sadakati sever…Nankörlükten ve ihanetten nefret eder…
Aşkın çeşitleri vardır…Hangisine gönlün razıysa onu kabullenirsin…Doğanın dilinden anlamak,ona sığınmak da aşkın güzelliğini ortaya koyar…
Aşkı, yaşadıkça dünyan güzelleşir…Aşkı yaşamak lazım.
Yaşadıkça;aşkın güzelliğini bütün hücrelerine dek çekersin…Yaşamadan anlayamazsın onun muhteşemliğini…Yaşamadan anlatamazsın…Yaşamadan tarif etmeye kalkarsan,kağıttan masal okumuş gibi olursun…
Acısıyla,tatlısıyla ben yine de aşktan yanayım…
Aşkın ne zaman kapıyı çalacağını kesinlikle bilemezsin…
Eveeeeeeettttttttt!!!!!....
Gönlüm istiyor ki; aşkın çalmadığı kapı kalmasın…
Allah’ım, herkese bol acılı aşık olmalar nasip etsin……