Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
alfoo
alfoo

ORTANCA EVLAT

Yorum

ORTANCA EVLAT

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

690

Okunma

ORTANCA EVLAT

ORTANCA EVLAT
Bu Hikayede Anlatılanlar Gerçektir . . .

Bir Adam Tanırdım . 1980’lerın delikanlısıydı o . Daha on beşinde idi o yıllarda . Belki yaşadığı yıllarca ana ve baba sevgisinden mahrum kaldı . Hayır düşündüğünüz gibi ne öksüz ne de yetimdi . Çok çekti o çok yıprandı belki ama hiçbir zaman ne anasına ne de babasına karşı gelmedi . Daha 17 yaşında baba zoru ile ilk evliliğini yaptı . O gün onun için açılan yeni bir hayatın yürüyüş tarzını belli etti belki de . Kimseye sesini duyuramadığı için kağıda döktü bütün duygularını , hem de damatlık ceketinin içinde yazdı , o kimseye duyuramadığı duygularını . . . Yıl 1983’dü ve ne olduğunu anlayamadan damat çıkmıştı ilk şiirinde ! ! !

Bir de Kadın Tanırdım . O da 1980’lerin genç kızıydı . Dört kardeşin en küçüğü ama en bahtsızıydı . Her zaman kendi ayaklarının üstünde durmaktı bütün amacı . Senelerce gurbet ellerde ailesine yük olmamak için devletin yatılı okullarında okudu , ailesinin gönderdiği üç kuruşu saklayarak büyüdü . Evet o gün gelmişti , kimseye boyun eğmeyecekti artık . Özellikle annesine . Annesi iyiydi hoştu ama biraz diktatördü eli sopalıydı . Elbette ki her anne gibi kızının iyiliğini istiyordu ama evlatları arasında her seferinde teraziye hafifçe bastırarak haksızlık yapıyordu . Evet gün geldi çattı . Artık o da Baş Öğretmenin yolundaydı . Özgürdü , laik ve aynı zamanda milliyetçi bir kişiliğe sahip mükemmel bir öğretmenlik hayatının ilk adımlarını atmaya başlamıştı .

Bahtsız dedik ya . . . O da evlendi . Onun da hakkıydı her insan gibi mutlu bir yuva kurmak . O da çok çekti . O kadını teselli edebilecek tek bir şey vardı o da daha dokuz aylık olan erkek evladı . Özgürlüğüne düşkündü hani boyun eğmeyecekti artık kimseye nerede özgürlük , her gün yediği bir ton sopa ve sadece kolunda sönen sigara izleri . Bu muydu yaşamak , her gün ölmek için dua etmek . Dayanamadı tabi ki ! Haklıydı . Oğlunu da yanına alıp doğup büyüdüğü yere dönmekten başka çaresi yoktu artık . . . Tek bir seçenek vardı önünde o da evladı için yaşamak . . .

Tahmin edebileceğiniz gibi o adamında başından mutlu bir evlilik geçmedi tabi ki . Baba zoruyla evlendiği kadından yine baba zoruyla ayrıldı . Babasının iteklediği çukurdan yine babasının tekmesiyle kendine geldi . Baba baskısı yüzünden gurbet ellere çalışmaya gitti . Başka şansı yoktu ki tek çare vardı kaçıp kurtulmak . Gün geldi , zaman döndü o genç delikanlı büyüdü ve o artık çocuk değildi . Yeniden evlenip sıcak bir yuva kurmak , küçük de olsa bir umut ! O da insandı onun da hakkıydı elbette ki . . .

Gün geldi zaman döndü . Bu bahtsız adam bu bahtsız kadına talip oldu . İkisi de uzun yıllar boyunca çok acılar çekmiş ne zorluklar atlatmışlardı . Şimdi sıra bu zorluklara beraber göğüs germek idi . Kadın adamı , Adam kadını her şeyiyle kabul etmişti artık . Şimdi sıra kendi kaderlerini beraberce el ele yazma zamanıydı . Evet ikisi de şanssızdı , belki ikisi de çok çekti ama artık buna bir dur deme zamanının geldiğini anlamak onlar için zor olmadı . Karar verdiler ve evlendiler . Daha henüz 8 yaşında sarışın , tatlı mı tatlı birde evlat vardı . O zamanlar ikisi de iki yoksul ailenin yoksul evlatlarıydı . Çok zor günler geçirdiler ama bu zor günler eskisi gibi zor gelmiyordu onlara . Çünkü onlar artık beraberdi , her zorluğa beraberce karşı koymasını yeni yeni ve birlikte öğreniyorlardı . Sene ise 1990 idi .



Artık hayatları birleşmiş , yavaş yavaş düzenli hayata geçmişlerdi . 1991 Senesinin Eylül ayının ortalarında bir erkek evlat sahibi daha oldular . Artık hayatları büsbütün değişmiş ve ortada iki evlada olan sorumluluklar , onları birbirlerine karşı daha da birleştirmişti . İki tane aslan gibi evlat , iki yeni umut . . .

………..

Yıllar yılları kovaladı , acısıyla tatlısıyla bir hayat süregelirken 1997 Senesin de ani ve kötü bir haber belkide yaşanacak felaketlerin bir habercisiydi . O babam deyip de sarılamadığı , öpüp koklayamadığı , o eli sopalı adam birdenbire hastalığa yenik düştü . Adam adeta yıkıldı ne kadar olsa da babaydı hasretti özlemdi . 1983 Yıllarında yazmaya başladığı şiirlerinin arasına birde BABAM diye yazdı . Sene 1998’e dayandığında Kadının feryadı ortalığı inletircesine sanki kıyamet kopmuştu . Kadın ağabeyini öz ve öz kardeşini daha gencecik yaşta toprağa verdi , isyan etti C.c.Allah’a neden diye ? Beklide art arda gelen bu felaketler kadın ve adam için daha büyük bir felaketin artçı depremleriydi . İkisi de isyan etti C.c.Allah’a , ikisi de anlamadı baba ve kardeş acısından daha büyük ne olabilirdi ki !

Sene 1999’un sonlarına doğru yine yeni bir umut ile aile halkı sirkindi . Yeni birisi katılmıştı aileye o doksan dokuz senesin soğuk kış gününe bulutların arasından doğan bir güneş gibiydi . Bir kız evlat dünyaya geldi artık hayat daha da başkalaştı onlar için . . .
Ve işte o en acı gün . İsyan etmişti her ikisi de , birinin babası diğerinin kardeşi ama bilmedikleri bir acı daha vardı ki yüreklerine taş gibi oturdu . Kızları henüz dokuz aylık , ortanca evlat ise dokuz yaşındaydı ki ; en büyük çocuklarını , ilk umutlarını daha on sekiz yaşında ki bir fidanı toprağa verdiler . 2000 Senesinde . . .

Artık en acılı günlerini yaşamaya başladılar bütün aile . Adam ve Kadın anlamışlardı artık bu hayatta ki en büyük acının evlat acısı olduğunu . Her gün akşam kahırla yastığa baş koyarken her sabahta aynı hüzün ve kederle akşama kadar üzüntü içerisinde harap ve bitap düştüler . O güne kadar zaten bakıcı kadınların ellerinde büyüyen ortanca çocuk bir an ne yapacağını bilemedi . Ortada kalmıştı sanki , sanki kolu kanadı kırıldı bir ağabeyi vardı bitek o da gitti . Konuşurken cümleler boğazına dizilirdi , konuşamazdı , bazen nefes almakta bile zorluk çekiyordu hayatının akış yönü değişti . Yıllarca anne ve baba sevgisinden mahrum kalan bir çocuk en yakını ağabeyi tarafından da bırakılmıştı , yapayalnız kalmıştı artık . Artık evin en büyük ağabeyi oy’du . Sorumlulukları vardı küçük kardeşine karşı , belki ağabeyi kadar anlayışlı değildi ama ağabeyi kadar seviyordu kardeşini .

Aradan yıllar geçmekteydi , yıllar yılları kovaladı acısıyla tatlısıyla , ortanca evlat şimdiler de on dokuz , kız ise dokuz yaşında . . . Evet küçük bir çocuk ortanca evlat onun hayatı da babası ve annesinden pek farklı olmadı . O da çok büyük acılar tattı zaman zaman ilgisizlikten , zaman zaman ise aşırı ilgiden boğuldu . . .

Ama yine de o artık on dokuzun da gencecik bir delikanlı . Hayatının buraya kadar olan kısmını kaleme almak istedi , yazdı , çizdi , karaladı . Düşünüyorum da galiba ailemi örnek alarak zorluklarla başa çıkma sırası bana geldi . Hayatın bir kez daha gol atmasına izin vermeyeceğim . . .
Ortanca Evlat . . .

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ortanca evlat Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ortanca evlat yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ORTANCA EVLAT yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
18.4.2010 01:14:47
Beğeni:
0
Okunma:
690
Yorum:
0
BEĞENENLER
SON YAZILARI
POPÜLER YAZILARI
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL