Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız

ZULÜM ADIN NE SENİN....?

Yorum

ZULÜM ADIN NE SENİN....?

16

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2227

Okunma

ZULÜM  ADIN NE SENİN....?

ZULÜM ADIN NE SENİN....?

İnanç; inanmaktan önce edepti müslüman hanımların göğsünde. Biz örtümüzü üzerimize almadan önce edebimizi takarız ve gururla dökeriz o nazlı başörtülerimizi omuzlarımızdan aşağıya. Salarız rüzgara karşı tıpkı eğik bir başak gibi erdemli. Namusumuzdur ve sınırlarımızı çizen toprağımızdır örtümüz bizim. Bir Aşktır içimizde örtümüz ve hiç bir suyun söndüremeyeceği bir ateştir yaktığımız ve uğruna yandığımız.

Hiç şaşırmadım aslında onu bu akşam haberlerde izlerken. Elleri titriyordu ve sesi boğazında düğümleniyordu. Ne zordur o an da konuşmak ve duygularını ifade edebilmek... Ne zordur ve ne kadar zordur. Yapamıyordu bunu zaten. Takma saçlarını tutarken ve gün kadar aydın yüzünü saklarken bir ceylan kadar ürkek ve güzeldi.

Suçsuz du...Bunu da yine en iyi o biliyordu ama, nedense saklanmak istiyordu yüzünü tüm insanlardan yinede. Binlerce öğrenciden yalnızca biriydi ve başka yerlerde ki birileri gibiydi.

Kadıköy Leman Kaya İlköğretim Okulu’nda perukla sınava girmek isteyen Ümit Köse kardeşimiz Dç. Dr. Barbaros Okan tarafından çirkin bir saldırıya maruz kalmış ve hırpalanmıştır.

"Okul önünde yaşadığı olayı anlatırken gözyaşlarına engel olayan Ümit Köse, Herkesin içinde başındaki peruğun çıkartılarak rencide edildiğini söyledi. Köse, "Emeklerim boşa gitti. Herkesin içinde başımdaki peruk çıkartılarak rencide edildim. Hangi hakla bana bunu yapabilir. Bir yıl boyunca bütün çabalarım yok oldu. Haklarım elimden alındı." diye konuşarak gözyaşlarına boğuldu." haber.com

Kınayamıyorum bile ben artık bu durumu. Kınanacak durumun bir değeri olmalı çünkü. Nasıl bir zavallılıktır ki bu durum kınanacak kadar dahi olsa bir değeri yok içimizde.

"suskunluğum asaletimdendir her lafa verilecek bir cevabım var, lakin; bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye" sözü bizim ebed bir cevabımızdır.

Ne yazık ki; şizofreni bir zihniyet var bizim ülkemiz de. Ve o illet nöbeti tuttuğu an katlediyor inancımızı hiç acımadan. Benim diyorum çünkü, ağlayan o gözler benim de gözlerimdi aslında. Yaşamayan anlayamaz böyle bir durumu elbette. Ancak insan olmak adına birazcık dahi olsa, empati kuramazmı insanlar, insanlıkları adına.

Hala bu zihniyeti ısrarla ve göre göre-göstere göstere savunan insanlar var ülkemiz de. Demokratik ve eşit bir yaşam karşısında bu kurumlara ısrarla destek verip inatla bu zihniyete destek olanlar da bu suçu işleyenler kadar suçludurlar.

Demokrasi diyoruz, insan haklarından bahsediyoruz. Demokrasi,yalnızca kendi partisini ve kendi yaşam tarzını benimseyip zorla Millete kabul ettirmek ve insanlar üzerinde inanç ve kılık kıyafet baskısı yapmak demek değildir. Demokrasi, devletin zirvesinde başörtüsünü reddedip kadeh tokuşturmayı mübah görmek değildir.

Demokrasi; açık bölegeleri kapalı yerlerinden çok fazla olanı medeni,kapalı olan yerleri açık bölgelerden çok fazla olanı da gerici (yobaz) olarak adlandırmak değildir.

Demokrasi, boynunda haç il ünüversite kapısından elini kolunu sallayarak giren bir insana kucak açıp, başörtüsünü yırta yırta bir kadını yerlerde sürüklemek demek değildir.

Demokrasi, kapalı olmayan insanlara başım üstünde yerin var gel buyur deyip, kapalı insanlara da "başını açacaksın" yoksa burada yerin yok senin demek değildir. Bunun aksini iddia eden insan, demokrasiden nasibini almamış demektir. Kamusal alan kavramının doğru anlaşılması, hizmet veren ile hizmet alan ayrımının doğru yapılmasına bağlıdır.

Hizmet almak için kamunun kapısını çalan vatandaşa bürokrasi, başını açacaksın baskısı yapamaz. Üniversiteye okumak için gelen kız öğrenci hizmet veren değil, hizmet alan durumundadır. Yani bu gençler YÖK`ün (ya da başka bir otoritenin) memuru değil, devletten hizmet alan vatandaş durumundadırlar. Bu kişilere baskı yapılması hukuk dışıdır, demokrasi dışıdır; keyfidir. Demokrasi keyfiyetle var olamaz ve şahısların zevkine göre yürüyemez.

Başörtü meselesi Türkiye`nin gündemini neredeyse çeyrek asırdır meşgul ediyor. Bu süre içinde milliyetçi, muhafazakar, dindar, sağcı, sosyal demokrat vb. gibi nice iktidarlar geldi geçti ve bu meseleye asla çözüm bulunamadı. Neye rağmen? meydanlarda halka çözüm sözü verilmesine rağmen. Böyle bir meselede tek taktik inatlaşma üzerine kurulu kamplaşmalar olmamalıdır.

Halkın sokakta büyük bir olgunlukla çözdüğü bu problem elbette sistem tarafından da çözülmek zorundadır. Başörtüsü meselesine herkes dilediği gibi yaklaşabilir. Kimileri bundan rejim bunalımı çıkarmak ister, kimileri de siyasi rant elde etmek ister.

Acı bir gerçek var ki oda, mütemadiyen başörtüsü aleyhtarlığı yapan marjinal bir otorite var ülkede; kitle yöneticileri içinde kalmış marjinal eğitimcilerde. Onlara sormak gerekiyor aslında, bu yasağın kime faydası var? Ülkemize mi, devletimize mi, gençliğimize mi?..

Heyhat! Türkiye de bürokrasi karanlık buhranında güneşsiz yaşıyor. Güneşse ölülerin değil,dirilerin üzerine doğar hep.

Yarasalar baş aşağı tutunarak karanlık mağaralarda ışık yüzü görmeden yaşarlar. Oysa yarasalar çoğu insanın gündüz yapamadığı işi, gece zifiri karanlıkta yaparlar.

Deve kuşu sessizce başını kuma gömünce bunu korktuğundan dolayı yapar sanırlar. Oysa bu kuşlar,o sananlardan daha akıllıdırlar. Hayvanlarla insanları yan yana getirmek elbet saygısızlıktır ama,Darwin derki insan maymundan türemiştir.

Yani "insana en büyük saygısızlığı, yine bir insan yapmıştır."

Kısacası,Demokrasi için "tahammül rejimi" derler ya hani, ne var ki tahammül kültürünü bir türlü içine sindiremeyenler var.

Aydın yaklaşımının kalbi, temel hak ve özgürlükler üzerine atılmalıdır. Sizinde aydın bir cümleniz varsa eğer, Ümit Köse"ler adına yükseltin sesinizi.

Men dakka dukka....

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Zulüm adın ne senin....? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zulüm adın ne senin....? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZULÜM ADIN NE SENİN....? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
divanedadaş
divanedadaş, @divanedadas
1.6.2010 16:18:31
zulmun sahibi jakoben zihniyet, yani Cennet Mekan Necip Fazıl Kısakürek'in "Dünkine eş küfür yobazı, kahpe devşirmenin piçinden gelir" dediği, dönmelerin şimdiki jakoben piçleridir, bunlar Anadolu insanının bir çok savaştan çıkıp yorulduğu, bitap düştüğü ve şöyle hafif bir dinleneyim dediği ama gaflete daldığı bir süre içinde, peydahlanan geçmişin dönmelerinden arta kalan bugünün piçlerinin kritik yerlere yerleşip, Anadolu Müslüman Anadolu insanına tepeden bakmalarının yansımasıdır zulum, ama payidar kalmayacak zulum işte Müslüman Anadolu uyandı artık hiç birşey eskisi gibi olmayacak. Görecekler elmi yaman beymi yada anyayı konyayı az kaldı görecekler İnşaAllah.
mahpeyker
mahpeyker, @mahpeyker
16.5.2010 21:53:31
2000 yılında üniversiteyi kazanmış kayıt yaptırmıştım.b.ö yasak olduğu için kendimce bir çözüm uygulamak istedim peruk kullanmaya(ne kadar doğru bilmiyorum ama hiç bir şey yapmamaktan iyidir diye düşünerek)karar verdim.uzun aramalar sonucu edindim peruğu.okula ilk kez perukla girdiğimde yerin yarılması için az dua etmedim.okulda liseden tanıdığım bir kaç arkadaşım da vardı.onlar açıktı.kendimle hergün hesaplaşıyor yaptığımın ne kadar yerinde bir şey olduğunu sürekli sorguluyordum.depresyona girdim.aslında son derece neşeli biri olmama rağmen kimseye görünmemek için herkesten kaçıyor ve her gün her saat ve dakika (neredeyse )ağlıyordum.Arkadaşlarımın gözleri önünde eriyip gidiyordum.bütün bunların yanında hocalar ısrarla peşimi bırakmıyor (biz peruğun altındaki zihniyeti bu okulaalmıyoruz )dercesine her gördüklerinde hakaret ediyorlardı.sonunda müdür tarafından odasına çağrılıp peruğumu çıkarmam konusunda okkalı bir dolu laf duydum.ve aslında okulu kendi isteğimle bırakmamın ne kadar da yerinde olacağını anlatıyordu.(nazike hanım)...tahmin edeceğiniz üzere üniversite mezunu değilim.sonradan açıköğretimi bitirdim.söylemek istediğim kız çocuklarını okula gönderme kampanyalarını düzenlerken aslında bizim gibi kızların bir an evvel evlendirilip çoluğa çocuğa karışmamıza karar vermişler bile..Allah onlara istedikleri ve hakettikleri muameleyi yaşamalarını nasib eder inşallah..yazınız beni çok eskilere götürdü.Allah razı olsun..kaleminiz daim olsun.sözleriniz eksik olmasın.eyvallah...
Ağyar
Ağyar, @agyar
13.4.2010 02:01:15
Geçen bir televizyon kanalında “kamusal alan” denilen mayınlı arazinin sahipleri kimdir, devlet mi, halk mı, üzerinden sohbet yapılıyordu. Sahi kamusal alan kime aittir, kamusuz alan ne kadar kamudur. Daha doğrusu kamusal alan sözlük manasının dışında ne demektir.

Bu kamusal alana vergi veriyorum, ekiyorum, gübre atıyorum, suluyorum sıra hasada gelince yan çiziliyor.

Yunus Ermenin bir şiiri vardı, herhalde bu gün şiirin bu kısmını aşağıdaki gibi değiştirirdi.

“Mal sahibi mülk sahibi
Hani bu kamusal alanın ilk ve tek sahibi”

Saygılar, selamlar
Nilgün Akçay
Nilgün Akçay, @nilgunakcay
13.4.2010 00:23:39
Sevgili Mehtap, yazının içeriği beni alıp götürdü geçmişe, yaşadıklarım geldi aklıma...Başkalarının isteği doğrultusunda kukla olmaya zorlanmalar...Bir gün bu zorbalar hak ettikleri yeri bulacaktırlar...İnancım Mevlaya sonsuz...Lakin yine de diyorum ki, Allah görmeyen bu kullara görmeyi nasip etsin...

Geçenlerde hastanede bulunmam gerekiyordu...Sıra bekliyoruz bir bayan geldi...Öfkeyle nedenini soruyor; verilen randevu saate neden uyulmadığını, oradan bir bayan o kadar samimi bir dille biraz bekliyoruz lakin doktor bey güzel ilgileniyor,bu kadar beklemeye göz yumalım demesine kalmadan kadın size söylemiyorum kesin sesinizi deyince inanılmaz üzüldüm, müdahale etme gereği duydum...Size bu hakkı kim veriyor istediğiniz gibi esip kükrüyorsunuz ne konuştuğunuzun farkındamısınız... Kesin sesinizi diyerek tekrarladı konuşmasını ve ayağa kalkarak başı bağlı bağnazlar saldırıyorlar bana saldırıyorlar diye bağırmaya başladı...Şimdi bu kadının Sayın Fikret Bey den farkı ne? ikiside samimyetten uzak...

Ama yine de o kadın ve bu yaklaşımdaki tanıdığım bütün insanlar için; RAB 'den tek istediğim kalplerine merhamet ve adaletin işlemesi olacaktır...

Sevgilerimi gönderiyorum dost yüreğinize..Öyle isimler var ki yorumları can katar dı lakin esirgemişler...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
12.4.2010 22:33:51
10 puan verdi
Yani "insana en büyük saygısızlığı, yine bir insan yapmıştır."

Kısacası,Demokrasi için "tahammül rejimi" derler ya hani, ne var ki tahammül kültürünü bir türlü içine sindiremeyenler var.

Ben bu yazı karşısında susuyorum. Tek diyebileceğim, nerde demokrosi. Hani biz cumhuriyetle idare ediliyorduk. Hani insan hakları vardı. Hani herkesin okuma özgürlüğü vardı. Yok kardeşim yok! Koca bir yalan. her şey bir karış beze takılıp kalıyor neden?

kutlarım sevgili Mehtap...
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
12.4.2010 15:51:45
cinsel tacizi uygulayan kimler?

kadın erkeğin nazarında hangi değerde peki? önce aç oarsını burasını,sonra çirkince emellerine kurban et...amanda ne çirkin.....neden erkekler değilde hep kadınlar erkekelr tarfından tacize uğrarlar?

güzellik yarışmalarında kadınlar...fotoromanlarda kadınlar...ekranlarda kadınlar. sokaklarda kadınlar...gazetelerin üçüncü sayfalarında manşet manşet boy boy kadınlar....dergilerde kadınlar....reklam panolarında kadınlar....

ve daha ne çirkin haller var....bunları yapanları yargılasakta,İslamın adına tutturduğunuz o kırbacı sonra masya yatırsak....olmaz mı?
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
12.4.2010 15:29:42
Burada gözden kaçan bir püf noktası var : Sözü edilen ve ülkemizde de uygulanması istenilen tarzda bir özgürlük Batı ülkelerinde var. Ancak değerli yazarımız dahil, o özgürlüğü arayan kız- erkek tüm kardeşlerimiz aslında Batı karşıtı ve Doğu sempatizanı. Karşıtı oldukları Batı'da aradıkları özgürlük varken ; sempati duydukları Doğu ülkelerinde, saçının kılı gözüken , ya da pantolon giyenler kırbaç dahil çeşitli cezalara çarptırılıyor. Yani özgürlükler tek taraflı. Üstelik bir de ; cinsel saldırıya uğrayan kadınlar cezalandırılıyor.
Şimdi elimizi vicdanımıza koyup cevap verelim : Biz hangisini istiyoruz ?

Fikret TEZAL tarafından 4/12/2010 3:32:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
N. B. Ç.
N. B. Ç., @n-b-c-
12.4.2010 14:06:08
9 puan verdi
Yüzdedoksanı Müslüman bir ülke de yaşıyormuşuz /sözde.....
Dünyanın hangi bir yerinde vardır bu kendi kendinden korkma veya var mıdır?
Sözde Müslüman bir ülkeyiz ve ne yazıktır ki bir başörtüsünden bile korkuyoruz.
Korktuğumuz aslında başörtüsü değil kendimiziz.
Özgür bir ülkeyiz diyoruz.
Evet özgür bir ülkeyiz ve bunu suçu sadece başını örtmek olan gençlerimizden sakınarak çok güzel gösteriyoruz.
Kardeşimi üniversite imtihanına götürmüştüm. Kardeşimi dışarıda heyecanla beklerken kot pantalonu bedenini sıkı sıkı saran ve yine pantalonunun orasında burasında kesikler olan bir kızcağız, üstünde askılı blüz (yıl 2000). Kimlik kontrolü yapıldı ve içeriye girdi. ( Sakın yanlış anlaşılmasın asla kimseyi kıyafeti için eleştirmem kişisel tercihtir. Kaldı ki benim kardeşimde gayet serbest giyinir).
Peşinden türbanlı bir genç kızımız. İçeri o şekilde girmesi yasak/mış. O da haklı olarak çıplak girene yasak değil ama deyince gerisini anlatmak istemiyorum...
Madem özgür bir ülkeyiz diyoruz, bırakalım dileyen dilediği gibi yaşasın özgürlüğünü. kimse kimsenin sesini kısmaya, engellemeye çalışmasın. Özgürlükler tek taraflı olacaksa, adı özgürlük mü olur?

Anlatımınız mükemmel....
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
12.4.2010 09:17:20
10 puan verdi
Yazı harika.

Herşeyden önce sanat var. duygu var.
Sırf siyasi bir unsur olarak algılanan Türban'ı anlattığı için GÜNÜN YAZISI seçilemeyecektir.

Fakat ben kendi gönlümde seçtim gitti.

Mazlumun feryadından daha mı önemli diğer böcek ve çiçek konuları?
Neden hep tırıvırı konular seçkiye girerde böyle güzel yazılar dışarda kalır hala tam anlamış değilim.
Çünkü haklı bir izahı yok.

Fikret kardeşim dahi herkes hemfikir. Bireysel özgürlükler askıda ülkemizde. İnşallah yeni anayasamızda bu gibi haksızlıklar giderilir.

Gelelim madalyonun öbür yüzüne.
Fakültede okurken; üst kattan bir arkadaşın bana seslendi. Başımı az dışarı uzatıp merdiven korkuluğunden yukarıya sesin geldiği yere baktım.
İç çamaşırı bile giymemiş bir kızın korkulukların yanında dikildiğini farkedince içeri kaçtım.

Yukarıya arkadaşlarımın yanına gittiğimde hepsi bana gülüyordu.
Meğer onlarda aynı durumu alttan geçerken fark etmişler ve bana kasten seslenmişler.
Yani okula donsuz gidilirken inancı gereği baş bağlamaktan bir şey çıkmaz.

Diğer İslam devletlerinde de tersi olurmuş. Oluyor bazı vakalar. Bunları da tasvip etmiyorum. Dünyada şeriatla yönetilen tek ülke yok. Herkes de kendi rejimini şeriat olarak lanse ediyor. Çerpık uygulamalar da İslam'a yamanıyor.

Artık kemndimizle uğraşmayı bırakıp uzay çağının gereğini yapalım.
Bir ünüversite öğrencisinin başörtüsüne saldıran nasıl prf olur?
Sütçü imam; bir Fransız'ın Türk kadınının başından örtüsünü çekince ne yaptığını bilmez miyiz?
Müslüman bir ülkede genel ve özel evlerin vızır vızır işlediğini bilmez miyiz?
Çıplallar kampında hayvanlar gibi yeli yabancı karışık dolaşıldığını ve bu kamplardan bizde de olduğunu bilmez miyiz?
Giyinmek değil soyunmak şeytani bir olgudur ve sistemimizi, ahlakımızı bozar bilmez miyiz?


Kutluyorum Yazarı. Fikirlerinden ziyade yazısının sanat değerinden dolayı.

10 Numara.

Selamlar.
Fikret TEZEL
Fikret TEZEL, @fikret-tezel
12.4.2010 08:35:37
Tarafsız, adil, demokratik bir gözle bakmayı becerebilirsek eğer ; insanların inançları gereği örtünmelerini anlayışla karşılamak gerekir. Özellikle yüksek öğretimde, yüzlerininin tanınmasına mani olmayacak şekilde kapananların da okullara devam edebilmeleri sağlanmalıdır. Devlet okullarında yapılamıyorsa bile, özel üniversitelerde bu imkan sağlanmalıdır.

Bu konuda dayatmacı olanlar, olay çıkaranlar, olumsuz davranışlarla gündeme gelenler, sadece yeni mağdurlar yaratıp, tepkilerin ve olumsuzlukların artmasına sebep olurlar.

Madalyonun diğer yüzüne de bir göz atarsak eğer ; İslâmî kuralların geçerli olduğu ülkelerde de bunun tersi bir uygulamanın var olduğunu görürürz. Üstelik şiddet ve ağır cezalar söz konusu. Saçının kılı görünen, pantolon giyen kadınlar kaıbaçlanıyor, hapsediliyor. Özgürlük sadece kendimiz için değil, başka inançları olanlar için de istediğimiz olmalıdır.

Değerli yazara sormak isterim ; saçının kılı göründüğü, pantolon giydiği için cezalandırılan insanlar için fikriniz nedir ?
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
12.4.2010 08:34:22
10 puan verdi
Türkiye'mizin çözülemeyen sorunlarından bence en büyüklerinden biri, yazdıklarınıza aynen katılıyorum.
Hiç kimseye zorla kapan diye baskı yapılmıyorsa, okumak isteyen kızlarımızın da başı zorla açtırılmamalı.
İçimizi burkan görüntüler,biteceğine inancım da kalmadı,saygılarımla.
inci7469
inci7469, @inci7469
12.4.2010 00:55:54
Sevgili yüreği güzel dost,
Yazınıza bir damla göz yaşı bıraktım.Bende başörtümden dolayı üniversitede çok zorluklar çektim.Elhamdülillah hakkını verdiğimi düşünüyorum.Rabiim cümle madur kulunun yar ve yardımcısı olsun.Dualarımız müşterek.rabbim başörtülerimize uzanan elleri elbet bir gün kıracaktır.HASBİNALLAHU VE NİGMEL VEKİL.ALLAH sizden ebeden razı olsun.sevgilerimle...
yaren fatma
yaren fatma, @yarenfatma
12.4.2010 00:45:15
baş örtüsüne karşı cıkanlar hadi rolleri degişelim karşı cıkanlara zorla baş örtüsü taksınlar .....ama gene anlayamazlar baş örtüsünü takmak icin onun neden takıldıgını bilmek bunu icine sindirmesi cok sevmesi gururla takması gerek buna sebeb olanlar , okuma hakkı elinden alınanlar sadece ALLAH C.C emrini yerine getirmeye calışanlar bu göz yaşını akıtanlar hakkınızı nasıl ödeyecekler acaba ilahi günde bunun hesabıını nasıl verecekler.....
ra
radikal, @radikal
12.4.2010 00:42:49
10 puan verdi
başından sonuna kadar katıldığım bir yazıydı...
izlerken dayanmak çok. ne yazık ki iç sızlatan bu durumlara toplumca alışmış hale gelmek.
ne kadar susar olduk....en azından susmadığınız ve tepkinizi dile getirdiğiniz ve paylaştığınız için teşekkürler.
saygılar...
Selma Özeşer
Selma Özeşer, @selmaozeser
12.4.2010 00:33:49
10 puan verdi



Başının örtüsü bir şekilde görünür ve görünmez ellerle çekilen kadınların kıyameti kopuyor...iyi biliyorum.

Bundan diğer kadınlar ve bütün erkekler sorumludur sadece durup seyrettikleri için.

Mahşerde herkesten davacı olacak o kadınlar, hesap günü herkes kendini görecek dünyanın yalancı aynasında.

saygılar
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
12.4.2010 00:25:48
9 puan verdi
Aynı haberi bugün hepbirlikte izledik...

en küçük kızımın sorduğu tek soru anne neden.....

vereceğim cevap onu ne kadar tatmin edecekti bilmiyorum:(

.....
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL