Sen gittiğinde sanmıştım ki;

Adalet Tanrıçası Dike söz isteyecek, Tanrılar meclisinden:
“ Bu nasıl bir adaletsizliktir ki; önce “ seviyorum “ diyor. Yarına ait bir sürü vaatlerle süslüyor söylediği sözü. Sonra hiçbir şey olmamış, söylememiş gibi; dönüp arkasını gidiyor. Adalet istiyorum Tanrıların tanrısı Zeus” Diyecek.

Tanrılar arasında bir kaynaşma başlayacak. İtiraz sözleri ile bağrışacaklar: “ Olmaz öyle şey “, “ Hemen cezalandırılmalı “, “ Büyük haksızlık “.

İntikam tanrısı Ultio fırlayacak ayağa: “ Emredin yüce Zeus; hemen alayım intikamını bu gözü yaşlı, ölümlü kadının. Yaptıkları yanına kar kalmasın terk edip gidenin. “ diyecek.

Bir süre düşünecek Zeus. Sonra emredecek, gür sesiyle: “ Yer-gök birbirine girsin, gidemesin uzağa. Denizler kabarsın, yolunu kessin. Fırtınalar kopsun, başının üstünde. Gün ve gece yer değiştirsin, zamanını şaşırsın. Üzülsün, kahrolsun, pişman olsun bu kadını üzdüğü için.”

Deniz Tanrısı; Poseidon, Fırtına Tanrısı; Fornaks, Gök Tanrıçası; Uranos, Rüzgâr Tanrısı; Boreas hepsi bir ağızdan seslenecekler: “ Emrin olur yüce Zeus. ”

Fırtınalar kopacak. Yer-gök birbirine karışacak. Ağaçlar sökülecek, yerlerinden.

Denizler kabaracak. Dalgalar, sahilleri vuracak. Tekneler savrulacak, sağa-sola.

Yağmurlar yağacak. Hatta dolu ya da kar, mevsimsiz. Sel olup akacak sular, caddelerden.

Gece-gündüz yer değiştirecek. Güneş doğacak, gecenin bir vakti. Ve ay çıkacak, günün ortasında.

Kuşlar, ötmeyecekler. Çiçekler, açmayacaklar.

Dünya duracak…

…/…

Bunların hiç biri olmadı tabi ki…

Ben de ölmedim, mahvolmadım.

Tam tersi.

Bir Bahar yaşıyorum ki; sorma gitsin…

Hatta bence, sorma da…

Anlatırsam…

Üzülürsün…

Eser Akpınar
izmir
06.04.2010