Bir gün garson farenin lokantasına , kelli felli bir müşteri geldi ,iyi bir bahşiş bırakarak ayrıldı .Aynı müşteri on gün sonra yine geldi ,daha iyi bir bahşiş bırakarak ayrıldı .
Adam yine gelmişti ,garson fare sordu :
-Beyim ne iş yaparsınız
-Seyyahım
-Nerelere gittiniz
-Fas ,Tunus, Amerika ,İngiltere…
-Bana Amerikan mutfağını tanıtır mısınız
-Tabii…
Adam yine çok çok iyi bahşiş bırakarak ayrılmıştı .Bahşiş verdiğinden ,garson fare adama çok değer veriyordu ,el üstünde tutuyordu .Nerden bilsin garson fare ,adam aslında bir hırsızmış ,Garson fareyle dostluğu artırınca ,kasayı nasıl soyacağının planlarını yapıyormuş …
Adam yine gelmişti ,garson fare etrafında pervane oluyordu .Müşterilerden biri adamı merak etmiş ,garson fareye sormuştu :
-Kim bu adam
-Seyyah ,”Fas ,Tunus ,Amerika …” çok yer gezmiş.
-Arapça bilir mi
-Sormadım
Adam yine çok çok iyi bahşişler vererek ayrıldı .Garson fare adama hiçbir şey soramadı.Meraklı müşteri garson fareye sordu :
-Öğrendin mi
-Hayır efendim
-Ben öğrenirim
Bu meraklı müşteri iyi bir gazeteciydi ,adamın peşinden koştu ve :
-Beyim sizin ünlü bir seyyah olduğunuzu biliyoruz ,Bir roportaj yapabilir miyiz ,lutfeder misiniz .
Adam böbürlenerek yürüyor …gazeteci soruyordu ,Adam koşar adımlarla yürümeye başlar birden Uzaktan birileri “işte hırsız” diye bağırıyordu .Gazeteci şaşkın şaşkın:”Bu adamlar bizi işaret ediyorlar dedi .Adam:
-Benim paralarımın peşindeler
-Öyleyse polise sığınalım
- İşim acele ,Çine gitmeliyim
-Çin mi
Adama gazeteci bile kanmıştı ,neden mi ? Adam öyle kelli felliydi ki , ona” hırsız demek “ ne mümkündü .