15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1769
Okunma

ASLI’NIN HABERİ ASIL MI?
Yaşam,pembe pencerelerini açmıyor herkese ve sunmuyor eşitçe
mavi mavi umutları.Kimi ,doğuştan şanslı,güvenle bakıyor
geleceğine,kimi de mücadeleler vererek ulaşıyor başarılara.
1990’lı yıllar,Bir Anadolu Lisesinde görevliyim İzmir’de.Mutluyum.
Özel günlerde,hiçbir öğrencimden, ekonomik değeri olan armağanlar
kabul etmezdim.Çiçek,daldan koparılmış olabilirdi,bazen bir küçük biblo
bazen bir fulardı kıramadan aldığım Öğrencilerimden.Amaç,sevgi vermek
ve sevgi almak olmalıydı bir Eğitimci için..Bu düşüncemi hissettirirdim
Öğrencilerime ve Velilerime de.
Simsiyah boncuk gözlü,minicik boylu,narin bir Aslı’m vardı okulda.
Annesini,doğumundan az sonrasında kaybetmiş , tiroit kanserinden.
Bir apartımanda,görevli olarak çalışan Teyzesi almış Aslı’nın sorumluluğunu.
Aslı,hissediyordu ne denli çaresiz olduğunu ve sevgisizliğini...Ben de, o’na
ve onun gibi öğrencilerime olanca sevgimi,ilgimi veriyor,
öğle tatillerinde onların Türkçe ve Fransızca dersindeki eksikliklerini tamamlamaya
özen gösteriyordum.Sevgiyle boynuma sarılıp,yanaklarımdan Anne sevgisiyle öpmeleri
en büyük sevincim olurdu.Mutlu oluyordum onlarla kaynaşmaktan.
Bir Anneler Günüydü.Aslı , biraz sıkılarak ve çekinerek yanıma gelmişti.
Titreyen minik ellerinden birinde, avuçlarında sıkmış bir gazete parçası tutuyordu.
__ Siz benim Annemsiniz Öğretmenim,Fotoğraflarından gördüğümce,Anneme de çok ama çok benzetiyorum sizi.Ben, Anneme hiç armağan veremedim.Bu heyecanı,bu güzelliği
tatamadım hiç. Derken,hışkırıklarla ağlıyor,bana sımsıkı sarılıyordu.Benim de
boğazım düğümlenmişti öylece.Gazete parçasını açtı,içinden ’’N’’ harfi şeklindeki bir
yaka iğnesini avuçlarıma bıraktı.Farkında değildi ama, iğne batmıştı elime.Almasam üzülecekti.
Hemen yakama taktım broşu.Beyaz saydam taşları vardı.Taşlarından ikisi düşmüştü.
Mutluluktan olmalıydı,gözleri parlamıştı.O’nun gözlerindeki pırıltının gitmesini hiç istemiyordum.
Günlerce takmıştım o yaka iğnesini.Her karşılaşmamızda gözleri gülerdi.
Annesinin tiroit kanserinden etkilenmiş olmalı ki, Nükleer Tıp Doktoru olmak istiyor ve kararlıydı.
Minik Aslı’mız, ciddi, tutarlı çalışmaları ve başarısı ile,tüm idarecilerin ve Öğretmenlerin dikkatini çekmeyi başarmıştı.Hepimizin desteğiyle, Üniversite sınavları sonrası, Ankara Tıp Fakültesini kazanmış, geleceğindeki mavi umutlara az da olsa yaklaşmıştı.Aslı’mızın başarısıyla okulca onur duyduk.Yüksek puanla dereceye girmiş, Üniversiteden de ücretsiz okutulma önerisi almıştı.Topladığımız yardımlarla, onu , Teyzesive eniştesi ile beraber, Okula kaydı için Ankara’ya göndermiştik.Geleceğimizin başarılı doktoru olacaktı,
inanıyorduk.Hakiki Koç ile çıkmışlardı yola.
Biz öğretmenler o tarihlerde , okulda, puan yükseltme sınavlarında görevliydik.Aramızda, Aslı ve onun gibi başarılı öğrencilerimizi konuşuyorduk.Mutluluğumuzdu,onurumuzdu onlar bizim.
Eğitim ve Öğretimimizin sonucunu başarılı bir sonuçla kanıtlamıştık.Aslı ,benim için özel olmuştu ayrıca.
Sabah okulda gazetelere bakan arkadaşlardan birinin donup kaldığını gördük.O gün yola çıkan Hakiki Koç Otobüsünün geçirdiği trafik kazasında Aslı’ mızın da yaşamını yitirenler arasında adını okumuştu.Aslı, onca iradeli
,azimli çalışması karşılığı,mavi umutlara koşacakken, nice hastaların tedavisinde ömür verecekken, yitip gitmişti.
Aslı’mın parıldayan gözleri kaldı gözleimde ve mavi umutları yüreğimde, ve yakamda hala taktığım ,yaka iğnesi...
’’ASLI’NIN HABERİ ASIL MI? sözcükleri çıkabilmişti ağzımdan,gerisini anımsamıyorum...
NUR BENLİOĞLU // 7.09.1998