Bir çocuğun bedeninden farklı gözlerle bakmaktayım dünyaya umutla mutlulukla sevinçle… Bir elma şekeri gibi görmekteyim dünyayı, yedikçe tatlanan bir elma şekeri veya da bir topaç istediğimde döndürebildiğim… Anne sıcaklığı kadar samimi görmekteyim insanları veya da babam kadar güçlü. Bir başka bakmaktayım insanlara çiçeğe böceğe… Gülümsemekteyim amcayı kovalayan polise oyun oynadıklarını sanarak, gülümsemekteyim teyzeye bağıran abiye teyzenin ağır işittiğini düşünerek, gülümsemekteyim bana bakan gözlere… Bir başka tutmaktayım annemin ellerini hep yanımda hep elimi tutacağını sanarak. Bir başka bakmaktayım amcalara teyzelere ablalara ağabeylere kalplerindeki berraklığı görerek…
Küçük hayalleri olan bir beden içindeyken bambaşkaymış dünya hele de gökyüzü. Kuşlar arkadaşmış bulutlar ise şemsiye güneşten korumak istercesine… Deniz aslında bir sudan ibaret değilmiş. Deniz bir saraymış bütün güzellikleri yüreğinde barındıran… Güneş sadece ışık tutmak için değil yürekleri ısıtmak için doğarmış bir çocuğun gözünde. Rüzgâr aslında üşütmek için değil uçurtmalar için esermiş, yağmur ıslatmak için değil can vermek için yağarmış usul usul ve sesizce...