l numara kim sorusu hep sorulmuştur?
Yarışmalarda,
Sınavlarda,
Dostluklarda,
Kalite de vs.
Haydi gelin siz bana başka soru sormayacağınıza dair söz verin size bir numaranın kim olduğunu söyleyeyim.


Tabi söz verdiğinize göre “ya sözünüzde durmazsanız” gibi abes bir soruyla konuyu sabote etmek istemiyorum.
Hazırsanız uzatmayayım,
Hazır mısınız?
O zaman söyleyeyim de rahatlayın;
Bütün zamanlar için,
Bütün dallarda,
Her yerde,
Her işte…
1 numara
“O”…
Ne o öyle dudak bükmeler?
e tabi ki;
Tanımadığınız için böyle yapmanız gayet doğal. Neyse, sizi daha fazla meşgul etmeden yazımı bitireyim de rahat bir nefes alın. Ama böyle yarıda da bırakılmaz ki. Bari “1 numara” ile ilgili bazı alıntıları yapayım ki site yöneticisinin de tepesi atıp bizi kapı dışarı etmesin. Bu bahar mevsiminde iş, aş olmadan da yaşam zor olur. (Bu arada diğer yazarlar aldığım ücreti! merak ediyorlar, etsinler bana ne. İşte şimdi işten atılmayı hak ettim.)
1 numara, 1 numara olmak öyle sanıldığı gibi kolay değil. Öncelikle “saf kan” olacak. Saf kan nasıl olunuru düşünmeyin zira bunun bir tek yolu var;
“Yabancılaşacaksınız, yabancıya çalışacaksınız”…

Açık olmadı mı?
Aslında Şamil TAYYAR dururken ben niye “hedef” oluyorum ki?
Bakın Yeni Şafak gazetesinin benden daha cesur yazarı S. Abdulkadir SELVİ bile isim vermiyor.

İsim vermiyor ama epeyce yaklaşıyor; öyle ki elini uzatsan 1 numarayı tutarsın.

Bakalım ne demiş Sayın SELVİ:
“Bir numaranın Türkiye ile ilgili uzun vadeli hesapları olan bir ülkenin( O ülke ABD değil) istihbarat servisinin yöneticisi olduğunu biliyoruz. Bendeki bilgiler o yönde. Onun bu Ergenekon operasyonu başladıktan sonra Türkiye’den ayrıldığı, bunun yerine Türkiye’de bu görevi çok ünlü bir işadamının yürüttüğü söyleniyor.

-Bedrettin Dalan mı?

-Hayır. O değil. O Bedrettin Dalan değil”.
Aslında kim olduğundan ziyade amaçları önemli ve o da anlaşıldı.

En son “bomba yüklü kamyon” ile ilgili Sayın Genelkurmay Başkanı ne diyor?
“Bakın bu e-mail ile yapılan ihbar direkt olarak TSK’yı itham ediyor. Ve eğer içeriğini görürseniz, okuyun, ben böyle bir ihbarın doğru olabileceğinin düşünülmesini bile ürkütücü buluyorum. Çok ürkütücü. Bakın böyle bir ihbarın doğru olmasının düşünülmesini bile ben ürkütücü buluyorum.”

Gerçekten de ürkütücü hem de çok. Gelen mail yanlış da olsa gerçek de olsa korkunç. (Bu konuda başka bir yazı hazırladım ama “melekler“ bu yazımı yayımlamayı uygun gördüler.)
Ürkütücü olduğunu S. Genelkurmay Başkanı’nın aşağıdaki beyanatıyla daha da anlamlandırabiliriz;

“Bakın burada zarar gören Türk Silahlı Kuvvetleri nihayetinde. Türk Silahlı Kuvvetleri de zarar görüyor bana göre, Emniyetimiz de zarar görüyor. Adli makamlar da zarar görüyor. Bu devletin zarar görmesi demek. Bu kadar açık.”
Kurumların zararı ülkeye çok şey kaybettirir. Hem de telafisi imkânsız kayıplar. Bunların tümünün sebebi ETÖ, BALYOZ ve benzeri yapılanmalar ve amaçlardır.

Ama biz yine de 1 numaraya dönelim.

Kim bu 1 numara?

Haydi, gelin beraber soralım:
Kim?
Aşk olsun!
Bu da sorulur mu?
Takvimler önümüzde, o tarihlerde yurt dışına çıkanları tarayalım. Olmazsa “ooo peti peti, çikolata sepeti” yaparız olur biter.

Bir yabancı istihbarat servisin yöneticisi;

Peki defalarca kimleri yazdım?
Değil mi?
Anladın sen “o”nu…