11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1910
Okunma

Bir gün daha bitti.
Ufukta yeni batan güneşin büyüleyici kızıllığı duruyor hâlâ. Ve ay, güneşin görevini devralmak için bekliyor.
Bir gün daha bitti.
Geçmişin ağır yükü omuzlarımızda… Dostlukların, sevdaların yıprattığı yüreklerimiz, artık bitap düşmüş. Yeni sevdalara kapı aralamak istemiyoruz. İki büklüm olmuşuz menfaatler karşısında. Hayattan zevk almayı unutmuşuz gündelik telaşlar denizinde kaybolurken. Birine nasıl ihanet edebileceğimizi, en vefasız insan olmak için neler yapabileceğimizi, sürekli somurtmayı, dostlukları ve sevdaları çöpe atmayı, bazen de çıkar ilişkileri çerçevesinde yaşamayı, nefreti, kini çok iyi öğrenmişiz. Tecrübemiz büyük bu konularda.
Henüz öğrenememişiz sevdaların, dostlukların yüceliğini. Hayattan zevk alabilmenin tek yolunun sevgiden geçtiğini, telaşları bir kenara bırakıp içimizden geldiğince yaşamamız gerektiğini; kimsenin başaramadığını başarıp vefalı olmayı, gülmeyi öğrenememişiz. Daha doğrusu öğrenmek istememişiz galiba.
Çevremizdeki güzelliklerle yaşamanın zevkini tatmayı, elimizden geldiğince uzak tarihlere ertelemişiz. Sevdiklerimize “Seni seviyorum…” dememişiz tereddütsüz, sarılamamışız sıkı sıkıya. Belki yolda gördüğümüz sıradan birine, belki en yakınımızdakine yürekten gülememişiz. İyilik etmemişiz “Acaba döner mi tekrar bana?” demeden. Affedememişiz en küçük hataları, can dostları silmişiz belki de kocaman hiçler uğruna...
Bir gün daha bitti.
Belki hayattaki son günlerimiz kaybolup gidiyor bizlere sezdirmeden. Yapamadıklarımız için, içimizdeki keşkeler için ek süre tanınmayacak hiçbirimize. İyisi mi daha geç olmadan bir yerlerinden tutmalı hayatın.
Güneşin güzelliğini fark etmeli, yıldızlara sevdalar yükleyip sahiplerine ulaştırmalı. “Seni seviyorum” demeli. Affetmeli herkesi, dostluğun değerini bilmeli. Bir gün daha kaymadan yüreğimizin ömründen, “Keşkeleri” “İyi ki” olarak çevirmeli. “Bu son günümdür belki de.” diyerek bir günü de dolu dolu geçirmeli...
Asla farkına varamıyoruz; ama yarın geriye kalan ömrümüzün ilk günü.
Ey yüreğim!
Bu sabah, dünü unutarak at adımlarını. Şansın her zaman doğru rotaya taşımaz seni. Limanında mutlu olduğun bir yaşamda yarın hep umuttur, unutma. Hızla akan bu hayat ırmağında daha neler takılacak oltana. İnsanlara güven, fakat asla saf kalma. Eğer özgürsen bil ki dertler vız gelir sana.
Dökül bu hayat ırmağına bu sabah yeniden.
Ey yüreğim!
Yaşamak tutkusuyla kavrulduğun yerde, yeni bir duruştur sana bakışım. Sırrının saydam duvarlarını delerim sevgiyle.
Dalga sesine gülüşünü karıştırdı deniz, ben hayatta yapacaklarımı düşlerken. Köpüklendi, tuza dönüştü mavi, ben sevgiye gökten yıldız indirirken. Islandı ayaklarım, gülümsedim sevdanın ıslaklığıyla, gökyüzüne masumiyetimin dumanını savururken.
Gülen gözlere bakışlarım değsin. Gözyaşlarımın buğusunda salınsınlar. İyilik perisine diz çöküp şifa dileneyim bütün insanlar için. Ve uzansın ellerim muhtaçların ruhuna.
Ey yüreğim!
Çocuksu umutlarım götürsün bulutların en pembeliğine, tüm insanlığı.
Yeşil ırmaklara saldım insanlığa özlemimi. Hasret demleniyor içimde.
Vakitlerden sonun geldiğini anladığım zaman hüzünlenirim. Karanlık gecelerde kendimle yüzleşirim.
Yağmur düşer, bulut güneşe gülümser,
Ben yaşanmamış günler çekerim umut tespihimde.
Ey yüreğim!
Hayatın müziklerine kulağını kapatırsan, sözlerinden de mahrum kalırsın. Parlak güneşe gözlerini çevirmezsen, onlarca rengi tanıyamazsın. Her gün bir başka umudun resmi çizilen… Bu hayat portresinde yaşamak ne zor…
İşte bu yüzden yeni sevinçler bul kendine. Çünkü yaşamak, birbirinin kopyası iki ayrı resim... Bir yanı keder, diğer yanı sevinç...
Her günü, tekrarı mümkün olmayan mutlu bir tebessüm gibi düşün.
Ey yüreğim!
Bir gün daha bitti…