4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1131
Okunma
Bugün, son okuduğum romandan esinlenerek, ihaneti işlemek istedim.
Elif Şafak’ın "AŞK" isimli romanını yeni bitirdim. Güzel bir uslup, rahat okunan, sürükleyici bir kitap. Romanın kahramanı, üç çocuklu, bir ev hanımı. Kocası onu aldatıyor, o da, mutfak, kocası, çocuklar üçgeninde sıkışmış, kocasının aldatmasına bile sesini çıkartacak güçte olmayan bir zavallı. Mevlana ile Şems’in ilahi aşkının romanını, okudukça, sanal dünyada, yazara aşık oluyor...
Konu, bir roman konusu, ama gerçek hayatta da, ihanetler, fazlaca artmadı mı? İnsanlar, birbirlerine tolerans göstermek, birbirlerinin eksiklerini tamamlamaya gayret göstermek yerine, hemen, düşünmeden, bir başka ilişkiye atlayabiliyorlar. Bunun adı da "aşk" oluyor. Hiç bir insan, ihanete uğramaya layık değildir. Çiftler, birbirleriyle anlaşamayabilirler, birbirlerinden soğuyabilirler, sebep her ne ise, ayrılmak varken neden böyle bir yol seçilir? Ben, kendine güvenmeyen, tek başına bir varlık gösteremeyen insanların, bu yola, başvurduklarını düşünüyorum.
Özellikle, ilahi aşka değer veren, tüm insanlara mutluluk yolu açan ve mevlevi aşka inanmış bir zatın aşkından etkilenip, çocuklarına bu acıyı yaşatması beni, biraz sükutu hayale uğrattı. Mevleviliğin anladığı aşk, insanın insana karşı duyduğu, geçici muhabbet değildir. Sınırsız, derin ve karşılıksız bağlılığı gerektiren sevgidir. Mevleviliğin temel ilkeleri arasında, başkalarına her zaman iyi ve güzel davranışın örneği olmak, maddi ve manevi olarak temiz kalmak vardır.
Ben Elf Şafak’ın kalemi olsaydım eğer, ona; roman kahramanına, editörlük işini aldırdıktan sonra kocasından boşatıp, ondan sonra, yeni bir aşka yelken açtırırdım. Başka bir romanda ihanet, bir konu olabilir, ama konu mevlevi aşkısya eğer, bu romanda ihanet garipseniyor. Çünkü, Mevlana ne demiş; "Gül solup, gül bahçesi harap olduktan sonra, gülün kokusu nereden duyulabilir.?"Sen aileyi darmadağın ettikten, çocukları perişan bıraktıktan sonra, aşkı bulsan, neye yarar? "Dosttan, yakınlardan gelen bir cefa, düşmanın üçyüzbin cefasına bedeldir" İnsan, en yakını tarafından ihanete uğramışsa, etrafındaki en kötü düşmanının verdiği acı ne olabilir ki? " Kin, sapıklığın da aslıdır, kafirliğin de" Kocasının aldatmalarına, pasif kalacağına onuru ile ayrılmayı bilebilmeli insan. Kin tutup, aynı yanlışı yapmak onursuzluktur. "Can, doğan kuşuna benzer, beden ona bir tuzak" Her türlü tuzağa, aklı olan insan, hangi durumda olursa olsun düşmez. Bütün bu sözler Mevlana’nın, benim değil....
O yüzden, Yazar bu yasak aşkı, ilahi aşk adı ile birlikte kitaba sokmamalıydı bence...