Karanlıklar huzuru mu demeli ölüme _ki aydınlık olması ümidiyle tüm göçenlere_ mistik bir hava katmak için yoksa kaçınılmaz bir son mu, gerçeklik adına.

Gerçekliğimi terk etmek istiyorum çoğu zaman. Daha birçoğunu da bırakıp gitmek istediğim gibi. Ben ve isteklerim…
Ölümü yakıştıramadıklarıma, onu yakıştırmaya çalışmak, yüceltmek için.

Gördüğü her yeni sıkıcılaşıyor bir süre sonra insana. Yeni heyecanlar gibi…
Hayat bu ya; bir şeyler bitecek, kimine son verilecek _ellerimle!_ gittikçe azalıyor hayat. Ve birikiyor geride bırakılanlar, yığınlarca.
Hayat bu ya; yeniler başlayacak boşlukları dolduramasa da.. boşluklar ona uyacak ve eskiyecekti aslında her biri birbirinin aynı olan adı farklı hayatlarımızda.

Hayatlarımızın bir yazıcıdan çıkmış gibi aynılığı ise aslında aynı zaman dilimlerinde yaşıyor olmamızdan kaynaklanmıyor. ‘Çağımız’ getirmiyor bunu. Sanmayın, yanılırsınız.
Zira bence herkesin hayatı aynı ama aksine yaşadığı zamanları farklı
Ayak basılmammış, el değmemiş ve değmeyecek özel alanları, kişilerin zamanları. Belki koruyucu kalkanları tüm yaralara…

Aslında rastladığımız, özellikle böyle diyorum ukala demeyin, bir şeyi görmek için orda olmuyoruz zamanlarımızda gezinirken rastlıyoruz sadece. Rastladıklarımızı farklı bakış açıklarından anlatabilmek, kimini etkilemekte mümkün tabi edebiyatta. ve rastlayamadıklarımıza hayıflanmakta var hayatta..
Sonuçta her şeyin soyut bir gerçekliği var ve anlamı. Ve birde yüklediklerimiz tabii..

Masa; masadır mesela. Komik gibi yazı ama öyledir işte. Sen istersen altından bak yere yatıp gökdelen zannet. İster çık üstüne otur araç kabul et. Değerlerimiz, bizim yüklediğimiz kadar hayatlarımıza da araçlarımıza da. İşte bu kadar.
Basit, sadece çok basit bir örnek. Aynı şeyleri farklı algıladığımız sadece demek istediğim.
Hani aşk gibi…

Ve doğrular, ve yanlışlar…

Kalbimiz temiz kalsa ya hani orta okul sıralarında yazdığımız gibi birbirinin kalbi kadar temiz unutulacak defter sayfalarına ‘kalbin kadar temiz sayfamız’ tüm renkleri yansıtsın yine de.
Leke de gelmesin, nasıl olacaksa? Oysa her renk bir lekedir. Beyaz bile.
Değdiği yerdeki anlamı… doğrusuyla YALNIŞIYLA!..
Neyse ya zaten;
‘dünyada ölümden başkası yalan!’


Salina

23ağustor’07
_kürkçüdükkanı(hayırbabaevi)nerdesürtersensürtdöndüğüntek
yersonduraktanöncekiilkmekan_