10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
779
Okunma

İnsanın hayatında kayıplar olur. Çok doğaldır. Giden, gider. Kalan, kalır. Bu kabul edilir bir durumdur. Biraz üzülür, biraz ağlaşırsınız, az da sızlanırsınız. Geçer, gider. Hayatta bir ölüme çare yok…
Ama etrafıma bakıyorum. Mükemmel dediğim nice insanlar var. Hayatta duruşu ile olaylara bakışı ile saygı duyduğum insanlar. Kişiliklerine saygı duyduğum insanlar…Kadınlar.
Evet, insan olmak tamamen farklı bir şey, kabul ediyorum. İyi insan olmak; mükemmel eş, mükemmel anne, mükemmel dost ya da mükemmel sevgili olmak anlamına gelmiyor.
Yine en yakın örneğimle anlatmak istiyorum; kuzenim. Kuzenden öte ablam, sırdaşım, dostum. Hayatımda tanıdığım en sevgi dolu insan. Bir dönem sıkça İstanbul’a giderdim. Bir hafta – on gün kalırdım evinde. Terapi gibiydi, benim için.
Sabah işe gider, akşam dönüşünde mutlaka bir sürprizle gelirdi eve. Ben de ona ufak, keyifli sunumlar hazırlardım. Yarışırdık adeta. Sürprizlerden keyif alırdı. Okurdu. Durmadan okurdu. Gidişimin bir gününün Pazar olmasına dikkat ederdim. Evde olduğu gün olsun diye. Güzel bir cd koyardık, müzik setine. Kitaplarımızı elimize alır, karşılıklı uzanırdık kanepelere. Bir o okurdu, altı çizilecek bölümleri. Bir ben. Bazen derdik ki “ Keşke birimiz erkek olsaydık” “ Ya da bize benzer erkekler olsaydı, hayatta.” Sonra da karar verirdik ki; yine bir işe yaramazdı. Ayrı cinsten olsak mutlaka tartışır, eleştirir, mutsuz ederdik birbirimizi.
Ve bu kadın eşinden ayrıldı, yıllar sonra. Sebep mi neydi? Aldatıldı.
Bir yerde, bir şeyi eksik yaptı. Ya da vermesi gereken bir şeyi vermedi. Yaptığı, verdiği her şey silindi. Doldurduğundan daha çok göze battı dolduramadığı boşluk. Ve hop! Hemen bir başkası girdi devreye.
Sayısız örnekler anlatabilirim, size. Yazıyı uzatmaktan, konudan uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramazlar.
Tüm bu örnekler beni bir tek soruya götürüyor: Erkekler ne istiyor? Nasıl bir kadın istiyorlar? Bir kadının ne olması lazım?..(.çok soru oldu ama idare edin artık )
Aslına bakarsanız, erkeklerin ne istedikleri de hiç önemli değil. Sorun biz kadınlarda. Kendimizi o kadar şartlıyoruz ki erkeklerin istediği gibi olmaya. Sanki onlar, biz kadınların istediği gibiler mi? Hayır, hiç değiller. E niye onlar bu kadar kafa yormuyorlar bu işlere? Ya da yormaz gibi mi görünüyorlar? Hani, onlar erkek ya…Konu da duygusal ya!
Sürekli gençleri eleştiriyoruz. “ Hiç tahammülleri yok.” “ Hemen boşanıyorlar, ayrılıyorlar.” “ Artık kimse, kimseyi çekmiyor.” Vs. vs.
Ben gençleri son derece haklı buluyorum. Aslında ne diyorlar bence biliyor musunuz?
“ Bir dakika, sana sevgilimsin dedim. Efendimsin demedim. Seninle hayatı paylaşmaya karar verdim. Hayatımı sana vermeye değil. “
Bir arkadaşım kızına sürekli “ Prensesim “ derdi. Bir gün dikkat etmiş, işinin arasında, kızı sürekli bir şeyler istiyor ondan. Sonunda dayanamamış “ Bana baksana sen. Ne sen gerçek prensessin ne de ben senin kölenim.” Demiş.
Her erkek, erken yaşta kaybetmemişse, annesi yani bir kadın tarafından yetiştirilir, büyütülür. Ve bu süreç içinde, doğal olarak, bazı kadınsı öğretiler edinir. Temiz olmak, tertipli olmak, ev düzeni gibi. Her erkeğin içinde kadınsı bir yan vardır. Bu hormonlar gereğidir. Her cins, karşı cinsin hormonlarına da sahiptir. Cinsel tercihimizi bu hormonların oranı belirler.
Yani demem o ki; erkekler, içlerindeki kadınsı duyguları birazcık ortaya çıkartsalar. Birazcık o gözle, o pencereden bakabilseler kadına…
Ne dersiniz? Düğüm gevşer mi acaba? Tam olarak çözülemese de…
Not: Biraz düşünce karmaşası olan bir yazı oldu. Çok toparlayamadım gibi. Ama size güveniyorum. Siz benim ne demek istediğimi anladınız.
Eser Akpınar
İzmir
27.02.2010