Değerli okurlarım; Ermenek,tarihi, kültürü, doğası, anane, gelenek ve görenekleriyle başlı başına gerçekten bir turizm cennetidir. bu yazıyı, bu söylemleri sadece sizleri etkilemek için yazmış değilim. Sadece ve sadece gerçekleri dile getiriyorum. bu gerçekleri dile getirirken, bölgede gelişen bazı olumsuzluktan da bahsetmek, bu konuda ilgililerinde uyarılması gerektiğini düşünüyorum. Bölgede iki tane baraj yapılırken ve Göksu Çayının kollarına gem vurmayı planlarken, bu planlamaların yöre halkına ve tarihe, tarihi eserlere, doğaya zarar vermemesine, özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Diğer bir konu ise; baraj yapımı gibi büyük projeler ortaya konulurken, yine birilerinin cepleri dolsun veya üç, beş kilovat/saat elektrik üretmek için yapılmamalıdır. Bilmem hiç inceleme fırsatınız oldumu yöreyi. Bölgede çoğu köyümüz, beldemiz, yanıbaşından Göksu Çayı ve Irmağı geçmesine rağmen, sulu tarıma geçememiş, yağmur dualarıyla yağmur yağdırmaya çalışmışlardır. Devlet eli uzanmamıştır benim köyüme, benim yöreme. Yaz aylarında içecek bir bardak suya, tarladan, bahçeden toz toprak içinde gelindiğinde, banyo ve duş alacak suya muhtaç kalmıştır benim köylüm. El, yüz yıkayıp, namaz kılacak su bulamamışlardır. Bolluk içinde, yokluk çekmişlerdir hep. Neden bu yöre halkı bukadar hor görülmüştür ? Bunun tek sebebi siyaset denen ve bulaştığı yerden çıkmak bilmeyen kırmızı çamurdur.
Tüm bu olumsuzluklar yörede yaşanırken, yöre halkımız tarihinden, doğasından,tarihi zenginliklerinden, kültür, anane, gelenek ve göreneklerinden hiçbir zaman ödün vermemiş ve onlara sımsıkı sarılmışlar, bağlanmışlardır. Bu değerlerin yanında, halkı da. bir onlar kadar değerli, sevecen, misafir severlerdir. Bir lokma ekmağini olmayanıyla, misafiriyle mutlaka paylaşırlar. İşte diyorumki, varolduğumuzdan buyana, bu yöremize
bu köylerimize, değerli araştırmacı yazarımız hemşehrim sayın Mustafa Ertaş’ın
söyleyip, yazdığı gibi,< tekerleğin değmediği yerlerdir bizim oraları>. Bu güne kadar bilinmemiş, keşfedilip, araştırılmamış, her şeyiyle doğal durumdadır. Gerek yerli ve gerekse yabancı turistlerin arayıpta bulamıyacakları bir yurt köşesidir Ermenek ve çevresi. Tarihi, tarihi eserleri, doğası, güneşi, havası, suyu, nehri, kalyonları, yeraltı gölü, nehri, şelaleleri, sarkıtları.doğa yeşillikleri, hanları,hamamları, otelleri, anane,gelenek ve görenekleri, sevecen, misafirperver, özverili halkıyla inanın keşfedilmemiş bir turizim cennetidir Ermenek ve tüm çevresi. Gezip, görmenizi ve değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Yöremizde onlarca etkinlikler yapılmaktadır. işte onlardan birkaçı:
1) Her yıl 13- 14 mayıs ta karaman ve Ermenek- Balgusan da Yunus Emre, Karamanoğlu Mehmet Bey’ i anma ve dil bayramı kutlamaları.
2) Her yıl 20 haziranda , Başyayla ilçemizde kiraz şenlikleri.
3) Her yıl 20 ağustosta Sarıveliler ilçemizde yapılan bal bayramı.
4) Karaman ilimizde her yıl 26 eylülde yapılan elma festivali.
5) Her yıl 15- 16 ağustosta Ermenek te yapılan sıla ve kültür şenlikleri.
6) Her yıl Göktepe( Fariske ) beldemizde eylül ayında düzenlenen ceviz şenlikler.
bunların haricinde yöresel yemeklerimizin de , enaz etkinliklerimiz kadar hoş ve lezzetli olduğunu ayrıca belirtmemde fayda görüyorum.