13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
936
Okunma
Çalıştığı bankanın önünde, uykusuz geçirdiği gecenin ve biraz da yaz güneşinin etkisiyle, zor bir gün geçiriyordu Taner. Evden çıkarken annesine, Zeynep’lere mutlaka gitmesini, Zeynep’i istemekte kararlı olduklarını bildirmesini istemişti. Biraz da bunun heyecanı vardı. Doğru karar vermiş olmanın ve sevdiğini de mutlu etmenin verdiği bir rahatlık vardı şimdi onda. Beyaz gelinlik içinde hayâl ediyordu sevdiğini ve bunu onun hak ettiğine inanıyordu.
.....
Nermin Hanım da oğluyla benzer duyguları yaşıyordu o sabah. Erken sayılacak bir saatte hazırlandı.
- Kızım ,benim bir işim var. Bir iki saat içinde dönerim. Kardeşin sana emanet, deyip evden çıkmak isterken,
- Anne, doğru söyle. Zeynep’lere gidiyorsun değil mi ? diye sordu kızı.
- Evet, evet ...
......
Kapıyı Nesrin Hanım açtı. Buyur etti kadını.
- Zeynep uyuyor mu yoksa ? diye sordu.
-- Hayır komşu. Sabahleyin çıktı evden..Bunları söylerken, yeni bir sır saklıyor gibiydi kadın. Belli ki yine anlatmak istedikleri vardı. İkide bir yere bakıyor, kadının gözlerine bakmaya çekiniyordu.
- Birer kahve yapayım, deyip mutfağa gitti.
Nermin Hanım eve şöyle bir göz gezdirdi. Sabahın daha o saatinde bile oldukça derli topluydu evleri. Sade ve temizdi. Gösterişli ve pahalı eşyalar yoktu.
Az sonra kahvelerle geldi Nesrin Hanım.
- Zahmet oldu komşu .
- Ne demek efendim, afiyet olsun.
Kahveler yudumlanmaya başlayınca, asıl konuya girmenin zamanı da gelmişti.
- Nesrin hanımcığım ; oğlum kızınızla evlenmek istemekte kararlı. Bütün gece birlikte düşündük. Sizin dürüstlüğünüz, samimiliğiniz bizim böyle bir karar almamıza sebep oldu. Eğer siz de kabul ederseniz ; en kısa zamanda ailece gelip, resmen dünür olmak isteriz.
Buruk bir sevinç yaşadı kadın o an.
- Ah komşum ; inşaallah ! Fakat Zeynep’in kafası karmakarışık.
- Neden ?
- Bir süre önce, Zeynep’in başına gelenler için, Hoca dediğimiz, bilgisine güvendiğimiz birine gittik; olayı anlattık , ne yapmamız gerektiğini sorduk.
- Peki ; ne cevap verdi Hoca ?
- Tek çaresinin ; mutlaka , tecavüzcüsü ile nikâhlanmak olduğunu söyledi. Bir başkasıyla evlenmesinin ; dinimizce haram sayılacağını, gittiği yere ve kendisine uğursuzluk getireceğini, büyük günaha gireceğini söyledi.
- Allah, Allah ! Peki, o pisliğin evli olduğunu söylemediniz mi ?
- Söyledik elbet ! Kuma gideceksin dedi..
Şaşırdı kadın. Fakat ; işin içine din girmişti. Dini bilgileri olan biri böyle söylemişse, düşünmek ve hatta inanmak gerekiyordu. Söylenenler çok ciddî idi. Haram, uğursuzluk ; boş verilecek, önemsenmeyecek konular değildi.
- Zeynep de o hayvan herife kuma gitmeye karar verdi, dediğinde şaşırdı kaldı kadın. Üzüldü, ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilemedi.
- Sabah erkenden ona gitti yavrum. Zorla da olsa kendini kabul ettirip, mutlaka kuma gideceğini söyledi.
Sözleri bitiğinde sıra ağlamaya gelmişti artık. Zaten zor dayanmıştı. Nermin Hanım sarıldı ona.
- Üzülme komşum.. Hem dur bakalım. Belki de bir çaresi vardır. Biz de bir soralım, danışalım.
- Ne çözümü komşu ! Başka bir çözümü yok bu işin ! Yazık oldu biricik kızıma. Üstelik kolu komşuya ne diyeceğiz ? Babasına nasıl anlatacağız ?
Ayağa kalktı Nermin Hanım.
- Ne olur acele etmeyin. Biraz araştırmamıza, düşünmemize izin verin. Allah, belki de bir yol gösterir. Yine geleceğim ben. Ama sıra sizde. Bize de gelin. Mutlaka bekliyoruz.
...........
Eve geldiğinde, telefonun çaldığını duyup, seslendi.
- Kızım şu telefona baksana !
- Yine ağbimdir anne ! Sen gittiğinden beri arayıp duruyor.
Taner’di arayan. Annesinden haber bekliyordu.
- Gittin mi Zeynep’lere ? Söyledin mi kararımızı ? Ne dediler ?
- Gittim oğlum. Şimdi oradan geliyorum. Akşam gelince konuşuruz, tamam mı ?
- Ne oldu anne ? Kötü bir şey mi var yoksa ? Vaz mı geçti Zeynep benden ?
- Oğlum ; akşam konuşuruz dedim ya ! Telefonda anlatamam.
- Anneee ! Ne olur gel buraya ! Gel burada anlat ! Duramam ben !
- Peki deli oğlum, peki ; geliyorum !
..........
Zeynep eve döndüğünde, meyhaneden yeni çıkmış sarhoşları andırıyordu. Sadece yere yıkılmadığı kalmıştı. Gözleri etrafa bilinçsizce bakıyor, savruluyordu.Görür görmez sarıldı annesine. Ağladı, ağladılar.
- Taner’in annesi geldi az önce. Seni istemekte kararlı olduklarını söylediler. Dünür gelmek için bizden haber bekliyorlar.
- Olmaz anne ! Söyleseydin ona. Hoca’nın anlattıklarını söyleseydin. Bile bile dinimize karşı gelip, haram olanı yapamayacağımı, onlara uğursuzluk getirmeye gönlümün razı olamayacağını anlatsaydın.
- Anlattım kızım, her şeyi anlattım. Senin nereye gittiğini de, kuma gideceğini de söyledim.
- Kararlıyım ben anne. O hayvan herife de söyledim kararımı. Gerekirse zorla kuması olacağım onun. Nikâhımı kıydırıp, namusumu temizleyeceğim !
............
Nermin Hanım,oğlunun iş yerine kadar gidip, her şeyi anlattı ona. Yıkıldı Taner . Ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırdı.
- Nasıl olur ya ; Zeynep nasıl evlenir o hayvanla ? Hem de kuma gidecek ha ! Dinimiz böyle bir şeyi nasıl emreder ,nasıl bir kuraldır bu ? Olmaz anne ; ben Zeynep’ten vaz geçmem !
Sen de git ; başka hocalara sor. Doğrusunu öğren. Bir çare bul anne ! Bir çare bulalım.
.............
Komşulara, hocalara soruldu, danışıldı. Benzer cevaplar alındı. ’ Haram, günah, uğursuzluk ! Mutlaka tecavüzcü ile nikâh. Namusun temizlenmesi ’
Hafta sonu çok zor geldi, Taner için. Yaz olduğu için, günler uzundu. İş çıkışı hava kararmamış oluyordu. Hemen her gün gitti, Zeynep’lerin evinin yakınlarına. Uzaktan seyretti balkonlarını. Gördü de bir kaç kez sevdiğini. Fakat, Zeynep onu gördüğünde ; kaçtı ondan, perdenin arkasına gizlenip öyle seyretti. Seyredip ağladı ona görünmeden.
Cumartesi sabahına kadar, tüm geceyi balkonda geçirdi yine. Zaman zaman annesi de geldi yanına. Hiç bir çare aklına gelmeyen kadın, onun kadar üzgündü. Taner, bütün gece yıldızları seyretti. Bütün gece Ay da gülümsedi ona. Hiç bir bulut geçemedi Ay’ın önüne. Bu bile mutlu etti onu. Sonunda aklına öyle bir şey geldi ki ; mutlaka uygulayacak ve Zeynep’i kazanacaktı. Kazanması gerekiyordu çünkü. Çünkü Zeynep de onu sevdiğini söylemişti. Öyleyse onu kaybetmemek için yapılacak her şey mübah olmalıydı.
Aklına gelen eylem; olayı dinimize de uygun hale getirip, Zeynep’i kazanmaktı. Hayatının en zor kararını verdi. Fakat, uygulamakta ve Zeynep’i kazanmakta kararlı idi...
(Devam edecek )
Fikret TEZAL