Haber dünyasında bu anlamda ne olup, bitiyor, doğrusu çok derinden ilgilenmedim. Daha ciddi şeyler okuyorum ve anlamaya çalıştığımı sanıyorum. Görebildiğim kadarıyla, bu kozmik odaya takıntısı olanlar, ya bu ülkede yaşamıyorlar, ya kendilerini sığınmacı kabul ediyorlar, yahut birilerinin sesini dillendiriyorlar...Hangisi olduğuna karar vermekte ben zorlanıyorum.

İlginç olan bu kozmik odaya takılanların tamamının doğulu bir kültürden geliyor olması. İçinde yaşadıkları doğu dünyasının, bir gizemler dünyası olduğunu unutarak. Üstelik "Sır Katibi" deyiminin okudukları bütün eserlerde geçiyor olduğunu bilerek. Yani doğulu olmanın yanı sıra, İslami bir kültüre yakın duruyor olmaları... Demek bu coğrafyada yaşayanlar önce dönüp,kendi "Sırlı" dünyalarına bakmalılar. Sırrın ne olduğunu bilmeyen, bu sırlı odadan neden korksun değil mi?

Burada hangi sırların olup olmadığını ben de bilmiyorum. Ama, şunu biliyorum; burada bulunduğunu sandığımız bilgiler, büyük beklenti içerisinde olanların hiçbir beklentisini karşılamaz; bunu anlayabiliyorum. Çünkü bu tür arşivlerde, planlamalar bulunur daha çok, sonuçlar değil. Sonucunu aldığınız şeyi neden arşivleyeceksiniz ki? Bu akla aykırı birşeydir. Planlamalarsa mutlaka yasalar çerçevesinde olur. Yasaları aşan şeylerin arşivi, yasayla kurulmuş bir birimde olmaz. Bunu anlamıyacak kadar saf olmanın bir anlamı varmı?

İnsanı tanımlayan, ne kadar ,az veya çok madde saysanız, sır mutlaka bir özellik olarak bu maddeler içerisinde yer alır. Ayrıca biryerde yalan, riya varsa orada mutlaka daha çok sır olabileceğini düşünebiliriz. Bu da insani birşeydir. İnsanın kendinden bile sakladığı sırları olmaz mı ? Ailelerin, aşiretlerin, hatta pek çok kurumun kendine ait sırları olur. Hele doğulu bir kültürün içinden geklip te, sırrı anlamıyormuş gibi davranmak sadece kömikliktir. Türkiye Cumhuriyeti’nin devraldığı devlet kültüründe de sırlar vardı. Çok ilginç değil mi, aynı insanlar Abdulhamit’in kurduğu hafiye sistemiyle övünmezler mi? Ben de doğulu bir kültürden gelen insan olarak bunları anlamakta zorlanıyorum. Ozaman da bu merakta bir kasıt olduğu kanaatim güçlenmiş oluyor.

Hele bizim devlet yapılanmamızda kimsenin ulaşamıyacağı yerlerin olabileceğini hiçmi hiç düşünemiyorum. Çünkü devlette görev almayı sınırlandıran birşey yok. Güvenilir vatandaş, devlete göre değil, hepimizinde bildiği gibi iktidarlara göre değişen birşey. Dolayısıyla iktidarların kozmik odalarından kuşkulanmak her devir daha akla yatkın bir yol olmaz mı?

Tabi ki, şahsi kanaatim; her ferdin,her ailenin, her birimin azda olsa kendine ait sırları olduğuna göre, ciddi, kurumsal bir yapı olan devletlerinde sırlarının olabileceğini düşünüyorum. Bu sırlar ,sonuçta vatandaş olarak, beni hedef alan şeyler içeriyorsa elbette rahatsız olurum. Kuşku içinde bir ömür yaşamak çokta hoş birşey olmasa gerek. Bu kuşkuları giderecek yerin o oda olmadığını sanıyorum okadar. Devletin yasal kurumlarında gizli belge olur ,ama, illegal belge olmaz!

Üstelik büyük geçmişindeki belgeler, kazanova gibi dünyanın dörtbir yanında, kimin koynunda kaldığı bilinmezken...