4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
771
Okunma

Utanmaya başladım artık, sürekli eleştirel yazılar yazmaktan !
Ben de hoşlanıyorum aslında iyilikten, güzellikten, aşk ve sevgiden söz etmekten !
Özellikle bu gün sırf bu duygularımdan söz edeceğim bir yazı yazmayı düşünüyordum. Fakat yine olmadı. Yine gözüm öylesine bir iki olaya takıldı ki, kendimi kandırmam, duygularımı gizlemem mümkün değil.
İki olay var aslında : Birincisi ; mecliste ’ Anadolu İslâm Cumhuriyeti Anayasası ’ adlı bir CD’nin , vekillere dağıtılmış olması. Meclisimiz ne kadar da demokratikleşmiş değil mi ! Duyulduğunda ise, bizzat meclis başkanı tarafından, kimsenin olmadığı odalara girilip, bu CD’lerin toplanmış olması, demokrasinin ikinci safhasını oluşturuyor.
Bu , aslında çok ciddî ve irdelenmesi gereken olayı, ben yarına bırakıyorum.
İkinci olay ; Hakkâri’de 68 okulun tuvaletinin yok ya da kullanılamaz durumda olduğu rapor edilip, karşılığında yapılması için gereken ödeneğin tahsis edilmiş olması.
Şimdi bu olayın tesbit edilip, gerekli ödeneğin çıkarılmasına sevinmemiz mi yoksa üzülmemiz mi gerekiyor ? Dışarıdan bakarsak, sevinmemiz gerekebilir. Birileri çıkıp ’ Size de ne yapsak yaranılmıyor ’ diyebilir.
Arkadaşlar, bu ülkenin bir çok okulunun, içler acısı halinde olduğunu, biz açılım sayesinde mi öğreniyoruz ? Okullara tuvalet yapılması için, PKK açılımı mı gerekiyor ?
Kaç ay oldu seçimler yapılalı ? Bu ülkede seçim öncesi aynı bölgelere beyaz eşyalar, mobilyalar dağıtılmadı mı ? İstanbul’un gecekondu semtlerindeki bir çok eve tuvalet bile yapılmadı mı ? Hiç değilse o zaman görseydiniz de yapsaydınız ya bu okul tuvaletlerini !
Öncelik verilecek amaç çok önemlidir, yapılacak işlerde. Amaç, görevini doğru yapmak olsaydı, halka hizmet olsaydı eğer, elbette ki öyle yapılırdı. Fakat hesapların oy üzerine yapıldığı ülkemde durum başka türlü oluyor işte.
Yine bir iki gün içinde Kocaeli’de ilkokul öğrencilerine bilgisayar dağıtıldığını da duyduk. Ne dersiniz, sevinmemiz mi gerekiyor ? Bir tarafta sı...cak tuvaletleri olmnayan çocuklar, diğer tarafta Başbakan’la çetleşen çocuklar ! Hangisi bizim bu çocukların, bir kısmı mı ?
Evet evet , bize yaranamazsınız. Çünkü bizler bölücülüğe, ayrımcılığa, oy avcılığına ve hizmet adına yandaş tüccarların elindeki malların elden çıkartılmasına karşıyız.
Gerçekte hangimiz istemez ; ülkede yoksul insanın kalmamasını ? Hangimiz istemez, çocuklarımızı tümünün en gelişmiş elektronik araçların sahibi olmalarını ? Suyu olmayan ailelere çamaşır- bulaşık makinası ,elektriği olmayanlara buzdolabı verilmesi hizmet mi oluyor, kandırmaca-oy avcılığı-yandaş tüccarı köşeyi döndürme amacı mı ?
Ülkeyi yönettikleri iddiasıyla bizi kandırdıklarını sanan, ey cahiller ! Bakın size halktan biraz akıl transfer edlim.
Bu halkın içinde, aynı yetkiye sahip olunduğunda şunları yapmayı düşünen binlerce insan var : Suyu olmayan bölgelere gidilir. Orada dağıtılacak beyaz eşyanın değeri kadar paralar, o bölgenin insanına işçilik parası olarak verilir. Mümkün olduğunca fazla insan gücü kullanılarak, hem o bölgenin insanları dilenci durumuna düşürülmeyip, alınlarının teriyle kazandıkları ekmekleri evlerine götürürler, hem de bölge suya kavuşturulmuş olur. Okullar için de aynı yöntem uygulanır. Ayrılan ödenekler, o bölgelerin insanlarına emekleri karşılığında ödenir. Elektrik, telefon, yol vb. tüm hizmetler için de aynı.
Bunları yapın da oy alın ; helâl olsun !