7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1519
Okunma

BAMYA
Bamya yemeğini sevmezdim. Hatta bamyadan nefret ederdim. Yaşadıkça
bir kez olsun yemem diye düşünürdüm. Ama hayat sürprizlerle doludur.
Bir yaz günü Nüsaybin’ e gitmek üzere Akdoğan istasyonuna geldim.
Akdoğan Mardin ovasında küçük bir köy istasyonu. Uzun bir bekleyişten sonra tren geldi.
Kalkıştan yarım saat sonra da bozuldu tren.
Burda tren sınır boyunca gider. Türkiye tarafında demiryolu boyunca uzanan mayın tarlası. Diğer taraf Suriye. Mayın tarlasında nice canlar kaldı. Kurda kuşa yem olarak. Nice canlar bacağını yada kolunu bıraktı o tarlada.
O zamanlar Suriye açık pazardı. Türkiye’de olmayan birçok eşya orda
bulunmaktaydı. Yoksul vatandaşlarımız canları pahasına birkaç kuruş kazanmak için
kaçakçılık yaparlardı. Çoğu da mutlaka mayınlardan payına düşeni alıyordu. Şanslı
olanlar sakat kurtulabiliyordu. Diğerlerinin cenazelerine bile ulaşılmıyordu. Tarlada
kalıyordu ölüler..
Saat yirmiüç civarı nihayet Gaziantep’ten gelen bir çekici trenimizi
iterek Nüsaybi^’e ulaştırdı. Gece yarısı ulaşabildik Nüsaybin’e. Nüsaybin o zamanlar küçük bir ilçe. Birkaç dükkan ,bir-iki lokanta , birkaç kahvehane ve 150-200 henelik bir ilçe.
Açlıktan bitkin bir halde zor bela bir açık lokanta bularak içeri girdim.
Garson sadece yemeklerden bamya olduğunu söyledi. Yiyecek başka hiçbir şey bulunmuyordu.
O gece bamya ile karnımı doyurdum mecburen. Ondan sonra şimdi hem evde arasıra ve gittiğim her lokantada yada restorantta ilkin bamya yemeğini sorarım .
Eğer varsa yerim. Şimdi bamya sevdiğim yemekler arasında yerini almıştır....