54
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2269
Okunma

Yazıma Star Gazetesine değinerek başlamak istiyorum. 30 milyon dolarlık Star Gazetesi 8 milyon dolara Kıbrıs’lı bir işadamına, sonrada hisselerinin %60’nın Zaman Gazetesinin eski sahibi ve Beytullah Gülen’in sağ kolu olan Hasan Kaya’ya nasıl geçirildiğini doğrusu çok merak ediyorum. Kendilerini ak diye lanse edenlerin nasıl kirli oyunlar oynadığını, masum dindarları kullanarak oyunu alan. Uzan Grubundan TMSF’ye geçen bu gazeteyi değerinin çok altında dincilere peşkeş çeken ve Devletin tüm olanaklarını kendi yandaşlarına kullandıran, devletde liyakatı kaldırıp bir imamı sağlık daire başkanlığına atamayı bile göze alan, en küçük bir okul müdür yardımcılığına bile el atıp kendinden olmayanı atamayan bir iktidar nereye kadar gidecek?
Milletin vekillerinin seçmenden oy aldıktan sonra bir daha onu hatırlamadığı, vatantaşında oy verdikten sonra, ertesi seçimlere kadar kahve köşelerinin dışında siyasetle ilgilenmediği. Millet Meclisinin neredeyse tamamına yakınının liderler tarafından atandığı ve liderleri doğrultusunda parmak kaldırıp indirdiği, siyasal temsilcilik yapmadığı, parti içi demokrasinin zerresinin bulunmadığı bir süreç devam etmekte.
Çok değil, kısa bir süre önceki ekonomik buhranda 50 milyar dolar, batan bankalarda buharlaşmış, kimi banka sahipleri kendi bankalarını soyarken yakalanmış. Sahi bunları bilen var mı?
Artık yolsuzluk haberleri, o kadar vakayı harbiyeden olmuş ki, kimse bunlarla ilgilenmiyor. gazete gördüğünde sayfaya şöyle bir bakıp atıyor. Tv de gördüğünde ise ’zaplayıp’ geçiyor.
Derme çatma bu düzen devam ediyor. çünkü vatandaş bu düzenden hala ümidini kesmemiştir, hala sistemden nemalanan insanlar epey var.
İhracı baltalayıp, italatı azdırmış olsada değerinden yukarıda tutulmaya çalışılan Ytl ile yatıştırılmış görünen bir enflasyon fırtınasının sakinliği ile bir kredi çılgınlığıdır gidiyor. Otomobil kredileri, konut kredileri, tüketim kredileri, 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl vadeli krediler. Bu krediler, sıkışan bankaların halka tek taraflı imzalattıkları sözleşmelere dayanarak yapılmakta, yarın faiz üzerine faiz bindirildiğinde, alanlar için çok dramatik sahneler oluşacağı şimdiden belli gibi.
Peki o gün ne zaman gelir? 10-15 milyar dolarlık sıcak para, Türkiye’den çıkıp gittiğinde mi gelir? Çünkü finans ekonomisinin üstüne oturduğu bundan başka ekonomi zemini yok. Reel ekonomide ise haber çok kötü. Dış ticaret açığı ise katlanarak artıyor, üretim ise artmıyor. Üretebilen sanayi kolları ise çoktan yabancı sermayenin kontrolüne geçmiş durumda.
Eskiden her sıkıştığımızda bize kredi veren bir Sam ve Hans amcalarımız vardı, şimdi onlarda canlarının derdine düştüler. Yinede sağ olsunlar! para vermeselerde Türkiye’ye ’yüksek kredibilite’ veriyor. yani darda iken hiç olmazsa cebimize öksürüyorlar. Bu sayede hala sıcak para geliyor. Tabi onların istemlerini karşıladığımız ölçüde gelir, eğer ters durum olursa Türkiye’nin kredi notunu anında düşürüp, ekonomik kriz anında oluşabilir.
Bu düzen devam ettikçe Türkiye’de ne ’daha çok demokrasi’ ne de tam bağımsızlık talepleri yükselemez. Talep edilmedikcede ne yukarıdan ihsanla, nede dışarıdan aşılamayla bir şey gelmez. Bu durum Osmanlılın son dönemlerindede böyle olmuştur. Ama gün geldi köhnemiş çınar yıkılıverdi.
Derme çatma düzen, doğal ömrünü tamamladığında. Türkiye’de demokrasinin ve bağımsızlığın nesnel şartları oluşmuş olacaktır.
Sevgi ve dostlukla... [