8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
611
Okunma
Dinle ilgili yazdığım bir yazıma, din hakkında otorite sayılabilecek bilgiye sahip, değerli bir hocamız, yorumunda, ’ dinimizi yeniden öğrenmeye başladığımız bu günlerde, kafaları karıştırmaktan kaçınmamızı ’ istiyor.
Saygı değer hocamızın bu sözleri, benim kafamı daha çok karıştırdı. Yani biz, gerçekte, dinimizi bilmiyorduk da, yeni mi öğreniyoruz ? Ya da , yeniden öğrenmek, acaba, değişikliğe uğramış/uğratılmış halini öğrenmek anlamına mı geliyor ?
Acaba nedir bu yeniden öğrendiklerimiz ? Son yıllara ve özellikle günümüze baktığımızda, gerçekten dinimizin , özellikle ülkemizdeki uygulamalarında, bir çok değişiklikler görüyoruz. İlk göze çarpan, mantar gibi üreyen cemaatlerin, hızla, inanan insanlarımızı kıskaca alması. Bir çok insanın, kendine, hoca, şeyh, şıh gibi yakıştırmalar yaparak ortaya çıktığı ve etrafına bir çok inanan insanları topladığını görüyoruz.
Bu cemaatlerden birine kendini kaptıran öz ablam, eve gazete sokulmasının günah olduğunu söylüyor. Bununla birlikte, sadece dini bilgiler içeren - iktidar yanlısı - bir kaç gazeteye sıcak bakıyor. Televizyon derseniz, sadece, dinî yayınlar yapan - yine iktidar yanlısı - bir kaç kanal seyrediliyor. Teknik lise mezunu olan, kız yeğenim, işi bıraktığını müjdeleyerek söylüyor ablama. ’ Bundan sonra ben de sohbetlere katılıp, rahatça ibadetimi yapacağım ’ diyor. Ablam, bu habere çok sevinirken, yıllar önce emekli olduğu halde, halâ çalışmak zorunda olan eniştem, buruk bir yüz ifadesiyle, gerçek duygularını saklamaya çalışıyor.
İktidara muhalif olan tüm gazete ve televizyonlar yasak ! Sadece onu öven, yaptığı olumlu çalışmaları - özellikle dinle ilgili - abartarak anlatan yayınlar izlenecek. Kadın ve kızlar çalışmayacak, okumayacak, evden dışarı tek başına çıkmayacak, erkeğine eş değil, köle olacak..Bunlar mı acaba, yeniden öğrendiğimiz dinin getirdiği yenilikler ?
Hangi ülkelerde, kadın tecrit ediliyor ? Nerelerde, kadın kocasının eşi değil de kölesi oluyor ? Nerelerde, saldırıya veya tecavüze uğrayan kadınlara- kızlara taşlama ve hatta ölüm cezası veriliyor ? Hangi devirlerde, kız çocukları, diri diri toprağa gömülüyordu ? Bu mu, yeni öğrenmeye başladığımızı dinin getirdiği / getireceği yenilikler ?
Biz bunları zaten dinimizle aşmadık mı ? Bizim dinimiz değil mi, kız çocuklarını canlı canlı gömülmekten kurtaran ? Bizim dinimiz değil mi, kadınları kutsal sayan, onları erkeklere köle değil eş olarak bildiren ?
Her cemaatin, her şeyhin-şıhın-hocanın değişik yorumları oluyor. Aralarında iyi niyetli olanları da var, sahtekâr ve art niyetlileri de. Nasıl ayırt edilebilir ? Onların sohbetlerine katılan kadın ve kızlarımız, beyinleri yıkanmış insanlar olarak salıveriliyor topluma. Öyle ki yeniden eski hallerine gelmeleri mümkün değil. Kocalarının değil, şıhlarının dediğini dinliyorlar. Bu yüzden kocalarını boşayan kadınlar var.
Yine son yıllarda, inanan insanların, türbelere, yatırlara rağbetleri de had safhada. İnsanlar direkt Allah’a dua edebileceklerini, her türlü yardımın ancak O’ndan istenebileceğini adeta unutmuş, yatırlardan, türbelerden medet umar hale gelmişler. Bu mudur, yeniden öğrenmeye başladığımız dinin getirdiği/ getireceği yenilikler.
Yıllardır bizim öğrendiklerimize, inandıklarımıza ne oldu ? Biz, Allah’la kulun arasına kimsenin giremeyeceğini öğrendik. Analarımızın, bacılarımızın ve eşlerimizin birer köle değil, en şerefli yaratık olan birer insan olarak, kutsal olduklarını öğrendik. Onlara karşı, saygılı, adil ve hatta korumacı olmamız gerektiğini öğrendik. İki adım ötemizden değil, gerekirse başımızın üzerinden yürümeyi hak ettiklerini öğrendik. Birden fazla eş almanın, ancak savaş ve afet sonraları, mecbur kalındığında, koruma amaçlı olabileceğini öğrendik. Onlardan beklediğimiz sadakati, namusu, ahlâkı, önce bizim göstermemiz gerektiğini öğrendik.
Hocaların da ancak öğretenler, yol gösterenler olabileceğini, Allah’la aramıza asla giremeyeceklerini öğrendik.Şeyh, şıh maskaralıklarının, hurafelerin, dinimizde yeri olamayacağını öğrendik..
Bana göre bugün dayatılmaya çalışılan sözde yeniliklerde bir yanlışlık var ! Çünkü, İslâm demek, gerisin geri gitmek değildir. İslâm, bilimi emreder ve bilim de mutlaka ileriye götürür.Yoksa, bu gün öğrenmeye başladığımız din denildiği gibi, kız çocuklarının, canlı canlı toprağa gömüldüğü, suistimal edilen kadın ve kızların bile şeytanmış gibi taşlanarak öldürüldüğü günlere dönmek/ dönmeyi arzulamak, asla bizim dinimizin emri ya da gereği olamaz.
Bizim bildiğimiz din bize yetiyor. O din bize aydınlığı emrediyor. Adaleti, birbirimize saygıyı sevgiyi emrediyor. Şıhlara / şeyhlere vb. değil, sadece ve sadece Allah’a tapmamızı ve ondan medet ummamızı emrediyor...
Yeniden öğrenmek isteyenler varsa eğer, dinimizin aslını öğrenmelidir. Çarpıtılmışını, karanlık zihniyetlerin kendi çıkarlarına uyarlamaya çalıştıklarını değil.
Fikret TEZAL