15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
792
Okunma
Bazı kelimeleri günlük konuşmalarımızda hiç kullanmayız.
Mesela "dek" kelimesini günlük hayatta hiç işitmedim. Kimsenin:
"On dakikaya dek buradayım" dediğine şahit olmadım.
Bilhassa televizyonlarda yapımdan bir başka yapıma geçerken veya tanıtımlara geçerken "dek"
kelimesi çok seviliyor.
"Dek" camekan kelimelerinden bir tanesidir. İkinci kelime de: "Değin" dir. Bu kelime de tıpkı
birincisi gibi, "yaşamayan bir kelime"dir.
"Esen kalın" sözü de biraz öyle değil mi?
Biz "Allah’a ısmarladık" deriz,"Allah’a emanet olun" deriz, "haydi eyvallah" deriz, "hoşçakalın"
deriz.. amma pek "esen kalın" demeyiz, diyeni de işitmeyiz.
Bunun gibi, "ölü kelime"lerden bir tanesi de: "Olası" kelimesidir.
Türk Milleti değil amma televizyoncular bu kelimeyi kullanmayı da pek seviyorlar.
Bir başka misal olarak da "konuk" kelimesini sayabilirim.
Biz, "misafir", "misafirperver", "Allah’ın misafiri".. deriz amma kolay kolay "konuk" demeyiz.
Bu mevzuda aklıma gelen son misal de şu: "Vurgu".
Konuşmalarımızda: "Sıkı sıkı tembih", "aklından çıkarma", "amman gözünü seveyim",
"Allah aşkına, bu işi unutma".. var amma "vurgu" kelimesi yok.
"Vurgu" kelimesi de tıpkı, "dek", "değin", "olası" gibi birer "camekan kelime"dir.
Bizim hedefimiz; Üç beş kişi tarafından kullanılan kelimeleri değil de, Türk Milleti’nin severek
kullandığı kelimeleri yaşatmaktır; bu yaşatmak da, o kelimeleri kullanmakla olur.