Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
onurumsun
onurumsun

Anne Yüreği (21)

Yorum

Anne Yüreği (21)

12

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

971

Okunma

Anne Yüreği (21)

Anne Yüreği (21)

“Senin ağzın iyi laf yapıyor, Avukat olmalıymışsın sen”

“Bunun için avukat olmaya gerek yok ki, insan olmak yetiyor”

“Bir de ukalalık yapıyor ya. Kimsin sen? Ya hanım, bunun gibi ne olduğu belirsiz insanları eve alıp, muhatap olmak ve onların seviyesine düşmekle en büyük hatayı yapıyoruz biz. Lütfen hemen git ve kendi çöplüğünde eşin ve bizim gibi üst düzey insanlarla nasıl konuşulur öğren. Kim olduğuna ve ne olduğuna bakmadan bize akıl vermeye gelmiş. Kim bilir okuma yazman da yoktur senin. Hemen çık dışarı, kolundan tutup atmayayım seni, şıllık”

Ayşe, bu sözleri duyabileceğini tahmin bile etmemişti. Tiksinerek baktı adamın yüzüne. Gözleri doldu. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Oturduğu yerden bir hışımla kalktı, kapıya doğru yöneldi ama evin hanımının sesi ile olduğu yerde durdu.

“Sus be adam sus biraz. Kim olursa olsun evine gelen ve seninle konuşmaya çalışan biri ile nasıl böyle konuşursun? Ayşe bir adım bile atma. Dur orada”

“Ne diyorsun hanım sen”?

“Okumakla, adam olunmadığını gösterdiğin için teşekkür ediyorum sana. Ayşe, otur bakalım şuraya. Dediklerinin hepsini dinledim. Senden eşim ve kendi adıma özür dilerim. Biz, hiç senin gibi düşünmedik. Eğer biraz olsun ezilmiş olsaydık ya da ezilenleri dinlemiş olsaydık, onun ne demek istediğini, ne durumda olduğunu anlar biraz önceki davranışı göstermezdik.”

“Senin aklın başında mı? Dertsiz başını belaya mı sokmak istiyorsun? Adamın ne kadar pislik biri olduğunu biliyorsun. Bize, her türlü zararı verebilir”

“Eee, serbest dolaştığı sürece vermeyecek mi?

“Bu kadının, senin aklını karıştırmasına izin vermem, veremem”

“Bu kadın beni biraz olsun düşünmeye itti o kadar, aklımı karıştırmadı”

Onlar tartışmaya başlamışlardı. Ayşe oturduğu yerden kalktı.

“Ben gitmek zorundayım. Eğer fikrinizi değiştirirseniz üç gün sonra Gül hanımın mahkemesi var”

Deyip onların yerlerinden kalkmasına müsaade bile etmeden kapıdan çıkıp gitti. Ahmet Bey ve eşi Nurten Hanım hala tartışıyorlardı.

Ayşe, önce yaşadığı şoku atlatmalıydı. Ahmet denen adamın ona söyledikleri çok ağır gelmiş ama eşinin söyledikleri biraz olsun o ağırlığı hafifletmişti. Demek adam gerçekten korkuyordu. Ama Ayşe’de korkuyordu. Özellikle çocukları için. Bir banka oturdu. Biraz kendini toparlayıp, verdiği karardan dönmeden hastanenin yolunu tuttu. Hastanede ne ile karşılaşacağını bilmiyordu. Konuşmak istediği kişi doktordu. O kadar okumuş bir adam Ayşe gibi birini dinler miydi? Avukat Hakan Bey “ Hiç umamadığın şeyler olabilir” demişti. Belki de çok kötü bir şey yaşamazdı.

Hastanenin kapısından girdiğinde saat on beş kırk beşi gösteriyordu. Hastane yavaş yavaş boşalıyordu. Çok az insanlar ellrinde evraklarla oradan oraya koşturuyordu. Sabahtan gelmiş olsaydı. Burada iğne atsan yere düşmezdi insan kalabalığından. Hemen kapı girişinin karşısında Müracaat yazan yazıyı gördü. Oraya doğru yürüdü. Daktilonun başında bir bayan memur vardı.

“Memur hanım, ben Doktor Can bey ile görüşmek istiyorum. Nasıl görüşebilirim?

“Can bey şu anda poliklinikte, on beş dakika sonra işi bitiyor. Beklerseniz onunla görüşebilirsiniz tabi kabul ederse”

Ayşe teşekkür ederek hemen karşıdaki banka oturdu ve gözlerini duvardaki saate dikti. Onu kaçırmamalıydı. Bankta otururken, Ahmet Bey ve eşi Nurten hanımın ne durumda olduklarını merak ediyordu. Nurten Hanım, Ahmet beyden daha mantıklı ve daha güzel bakıyordu olaya. Önemli olan evin hanımının razı olmasıydı. Erkeği, nasıl olsa eşi ikna edebilirdi. Ayşe, şehre geldiğinden beri bunu anlamıştı. Başını kaldırıp saate baktığında saat on altı olmuştu. Birkaç dakika sonra Müracaattaki bayanın, beyaz önlüklü, sarışın, gözlüklü, oldukça genç biri ile konuştuğunu gördü. Bu kişinin Can Bey olduğunu tahmin etmişti.

“Doktor bey, doktor bey, şu karşıda oturan bayan sizi bekliyor. Özel konuşacakmış sizinle”

Doktor dönüp kadına baktı.

“Tanımıyorum o kadını. Benimle özel ne konuşabilir ki?”

“Bilmiyorum ama sanırım önemli. Bayağı bekledi sizin içeriden çıkmanızı”

Ayşe, oturduğu banktan kalkıp, doğruca doktorun ve memur hanımın yanına geldi. Doktorun bir şey söylemesini beklemeden

“Doktor bey sizinle konuşmak istiyorum. Lütfen birkaç dakika ayırır mısınız bana”?

“Çok yorgunum. Sizi dinleyebilecek durumda değilim”

“Lütfen doktor bey. Çok zamanınızı almayacağım. Birkaç dakika yeter bana. Çok önemli bir konu. Hayat memat meselesi”

“Hayat memat meselesi mi? Hasta falan mısınız? İyi görünüyorsunuz ama”

“Yok, doktor bey hasta değilim. Özel bir konuda konuşmak istiyorum, Liften rica ediyorum. Birkaç dakika yeter”

“Tamam, tamam. Haydi, çıkalım odaya”

Doktorun odasına çıktılar. İlk girişte hemen karşı masada bir bayan oturuyordu. Ayşe’nin gözleri bayana takıldı. Tanıdık biri gibi gelmişti Ayşe’ye. Doktor, sekreterine selam verip, hemen içeride ki odasına geçti Ayşe ile birlikte

“Buyrun oturun. Birkaç dakika müsaade edin. Üstümdeki önlüğümü çıkartayım. Bu arada bir çay söyleyeyim. İçersiniz değil mi?

“Teşekkür ederim. Ben almayayım. Siz söyleyin kendinize”

“Bende içmeyeyim o zaman. Evet, şimdi sizi dinliyorum. Zaman kaybetmeden konuya girin isterseniz. Ne istiyorsunuz benden? Nerden tanıyorsunuz beni? Kim gönderdi sizi bana*?

“Sizi tanımıyorum. Kimse de göndermedi. Ben kendim geldim sizin yanınıza. Önce beni kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Oysa sizler hakkında kötü konuşuyorlardı. Ama hiç de kötü olmadığınızı görmek biraz olsun rahatlattı beni”

“Demek kötü konuşuyorlar bizim hakkımızda”

“Kötü değil de, hiç kimseye iyi davranmadığınızı söylüyorlar”

“Anladım, ama her meslekte vardır böyle davranan insanlar. Hepimiz aynı değiliz”

“Biliyorum insanların farklı olduklarını. Ama, ben bu gün hep iyi insanlarla karşılaşıyorum. Benim şansımdan mıdır bu bilmiyorum. Adım Ayşe. Üç çocuk annesiyim. Kızımın okuyabilmesi ve on iki yaşında babası tarafından satılmaması için, üç çocuğumu alıp köyden kaçtım ve şehre yerleştim. Temizliğe giderek geçimimi sağlıyorum”


Devam Edecek

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Anne yüreği (21) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Anne yüreği (21) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Anne Yüreği (21) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
lazuşağı
lazuşağı, @lazusagi61
9.11.2009 10:31:12


Okumakla adam olunmadığının kanıtıdır
Zenginlerin garibanları aşağılamasının kanıtıdır
Tok olanın aç olanın halinden anlamayışının kanıtıdır.
onurlu bir şekilde dim dik ayakta durma mücadelesi vermenin kanıtıdır.

.....................Dürüst Ayşeler saygılar sevgiler...
bilgeperi
bilgeperi, @bilgeperi
4.11.2009 00:02:23
Cesaretin açamayacağı kapı yoktur.. Ayşe bunun en güzel örneği..
GÜLDESTE
GÜLDESTE, @guldeste
3.11.2009 23:51:41
CANIM CANIM HEYECAN BAŞLADI MERAKLA BEKLİYORUM İNAN İNŞALLAH YARIN EKLERSİN DEVAMINI SEVGİLERİMİ BIRAKTIM
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
3.11.2009 22:08:48
ayşe gibi cesur olmayı çok isterdim sevgile kal
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
3.11.2009 21:53:01
Türkan, yazınızı heyacanla okuyorum.

Ayşe gibi cesaretli kadınlarımız olduğu sürece , millet olarak sırtımız yere gelmez...

Kutluyorum. selam ve sevgimle...
ayvalıklı
ayvalıklı, @ayvalikli
3.11.2009 15:16:48
5 puan verdi
SARİH VEDE NET ANLATIM
DUAYEN VURGULARINI
TEBRİK EDERİM SAYGIYLA
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
3.11.2009 14:12:30
Öykü akıcılığını devam ettiriyor...Ayşe de akıllı bir kadın,nasıl hareket edeceğini biliyor...

kutlarım...devamını bekliyorum.saygılar...
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
3.11.2009 11:35:59
Bugün yorumlarımda hep aynı şeyi söyledim ama, arkasın yarın yazan bir kaç yazarsınız ve hepinize azminizden dolayı maşallah diyorum. Ana öyküden kopmadan, bölümler halinde yazmak hem emek işidir, hemde yetenek...Tebrik ediyorum sizi de...
Sevgilerimle...
Hatice Dökmen
Hatice Dökmen, @haticedokmen
3.11.2009 11:25:25
Ayşe'de az politikacı değil damardan giriyor doktorun kalbine.
umarım istediğini alacaktır.
Kolay gelsin arkadaşım.
Yeşim Deren
Yeşim Deren, @yesimderen
3.11.2009 11:23:46
10 puan verdi
ibretle okuduğum bir yazıydı.

yürekten tebriklerimle.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
3.11.2009 09:53:41
10 puan verdi
Yine çok güzeldi. Maalesef Nurten Hanımın işi gibi insanlar aramızda çok var. İnsanların variyetine göre değer veren insanlar. Okulda okumak, bir meslek sahibi olmak cehaleti yok etmiyor maalesef. İnsanın kendisini yetiştirmesi ve olgunlaşması çok önemli bence. Ayş gibi kadınlar olmalı bunları düzeltmek için. Çok önemli konuları içeriyor hikayeniz. Tebrik ediyorum sevgili dostum sizi. Sevgilerimle, kucak dolusu ..
Serap Baycan
Serap Baycan, @serapbaycan
3.11.2009 01:20:41
10 puan verdi
Okumakla değil de kendini yetiştirmekle adam olunacağına güzel bir örnek yazı.
Yalnız yine en heyecanlı yerinde kalmış...
Sevgilerimle...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL