Hatçem,köyden ayrılmak zorunda galıp,gurbet ellere geldiğimden bu yana;ilk defa sağa mektup yazma fırsatını buluyom.Mektubumu,mutfağımıza gelen sebze kasasının kenarına iliştirilen sarı kağıda yazdığım için gusuruma bahma.Şimdi hepisini açıklayacam,buradaki yaşadıhlarımın…

Gara gözlüm,seni ne gadar özledim biliyon mu?Yohluğun sol yanımı perişan ediyo,sen ahlıma geldikçe işte bu tarafım: “-cızzz!..” diye eriyo.Ama elden bi şey gelmiyo.Bu acıya dayanmak zorunda olduğumu,başga da bir çarem olmadığını adım Rüstem gibi biliyom.Ben bu sıkıntılara gatlanamazsam,sağa kavuşamayacağımı da anıyommm…

Hatçem,başlıh parası için köyden ayrıldıhtan sona bizim köylülerin izini sürerekden gurbet ellerde gendime iş buldum.Ne işi biliyon mu? Belki ahlına:

“-Lan Rüstem,yosa gapıcılıh mı,ney ? diya geliyosa yanılıyon.Gapıcılığa gurban oluyum.Nerde bende o şans.

Hatçem,ben yerin yüz metre dibinde çalışıyom.Nasıl mı? Gara elmas diye bi şey gulağına çarpma dı mı?Hanı gışın ısınmah için sobalarda odun yerine yanan daş var ya,işte ondan.

KÖMÜR!.. Gapgara bi şey.

Gara gözlüm,

Burada gündüz diye heç bi şey yoh.Hep garanlıh,hep gece oluyo.Şaşırma ha.Essah söylüyom…Sanan ki dünya, geri dönüyo…Burada üç vardiya yerin dibine giriliyo.Çabuçak başlıh parasını biriktirebilmem için iki vardiya çalışmah zorunda galıyom.Yerin dibinden çıhtıhdan sona da yorgunluhtan yatağa sızıp uyumuş oluyom.Sağa başka sevenler gibi yıldızlar altında,mehtaba baharahdan bu mektubu yazmayı çoh isterdim emme nasip değilmiş.Yüz metre yerin dibinden yazıyom.

Kömür çıharırken hem seni düşünüyom,hem de ölmemek için “inşallah göcük,ya da patlama olmasın “ diye yaradanıma yalvarıyom…Daha geçenlerde yanımızdaki ocahda patlama oldu da dört dene işçi tahtalı köyü boyladılar.Onun için ahlım fikrim sende,bir de başlıh parasında .Yemiyom,içmiyom;gazandığım paraları biriktiriyom.Parayı tamamlar tamamlamaz goşup gelecem köyümüze…Bastıracam parayı bubağın gözünün içine: “-Aha istediğin para” deyip,seni bi daha istettirecem.

Beni sahın unutma ha,gara gözlüm.Bir yıl daha canını dişine dah.Kömür karası halimle gelip köyün çesmesinden senin elinden su içecem.Sahın araya köyün ağasının oğlu falan girmesin ha.Bağa verdiğin söz vardı ya:

“Seni ölene gadar bekleyem Rüstem” diye..

Ben de seni ölene gadar bekleyecem ama o gadar da sabredemem.Bir yıl sona başlıh paramla birlikte yanındayım,Hatçem…

Şimdilih bu gısa mektubumla gönlünü almak istiyom…Yakında sağa uzun uzun yazacam gara gözlüm..

Seni çoh seven Rüstem…Sağlıcakla gal…



NOT:BU MEKTUP,TOKAT ŞİVESİYLE YAZILMIŞTIR.

(Yorumcu arkadaşlardan istek olursa açıklaması yapılacaktır.)