Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
HİCRET & VUSLAT
HİCRET & VUSLAT

SEVGİLİYE / FE Bİ EYYİ ÂLÂİ RABBİKUMÂ TUKEZZİBÂNİ

Yorum

SEVGİLİYE / FE Bİ EYYİ ÂLÂİ RABBİKUMÂ TUKEZZİBÂNİ

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1138

Okunma

SEVGİLİYE / FE Bİ EYYİ ÂLÂİ RABBİKUMÂ TUKEZZİBÂNİ

Seninle birlikte bir Dar’ül Erkam Kurmak isterdim Sevgili !... Vahyin doğuşu ile yankılanan ‘’İKRA!!!’’ nidasıyla ayağa kalkıp şahlanan…Bir’e başeğmek için, Binlere başkaldıranların ‘’Bismillah’’diyerek girdiği nebevi bir talimgahhane’nin inşasına birlikte tuğla taşımak…Çağdaş Dar’un Nedve’lere savaş açıp, yılmadan yıkılmadan Allah yolunda fisebillah cihad etmek uğruna ; terk_i diyar etmek dünya keşmekeşlerinden !.. Özel hayatında Erkamlaşamamışlara; kuru söylemlerle vahyi hayata taşıdıklarını iddia edenlere inat, hayatlarını vahye adayanların yuvası olmalı dünyamız !...Her şeyin zekatı kendi cinsindendir derler ya hani, düşünsene sevgili, içinde barındığımız evin zekatı da onu Allahın dininin öğrenilmesine açmak olmalı değil mi….Tıpkı içinde yaşadığımız bedenin zekatı ; o bedeni Allah yolunda yıpratmak olduğu gibi…

Sahi.. Hiç merakını celp edip de araştırasın tuttu mu o öncü topluluğun o yiğit ve fedakar delikanlısı Erkam’ın evindeki mücadeleyi ? Peygamber / as yaşadığı zaman diliminin cahiliyyesinden çıkıp da gelen bir avuç mücahidin, o mektepte nasıl da vahyi su gibi içip, bu dinin varlığına tahammül bile edemeyenlere inat La dediklerini…O beşeriyetin mihenk taşının FURKAN ’ ın sinelere nakış nakış işlenmesinin altındaki eğitim metodunu irdeledin mi hiç….. Erkam’ın evinde doğan bir avuç risalet güneşinin , bugün insanlığa örnek teşkil etmesi bakımından aslında ne kadar müthiş bir disiplin olduğunu hissettin mi…

O Dar’ül Erkam ki ; zamanının Müslüman evlerinin hakim sesi olmuş idi…Yol gösterici olarak Furkan’ı rehber edinmişlerdi. Çünkü onda hidayet vardı, Öğüt vardı, rahmet vardı, ikaz vardı, uyarı vardı , şifa vardı, doğru haber vardı, hak ve batılı birbirinden ayıran ölçüler vardı, Ve o Dirlik kaynağı idi… Ve onlar Kur’an’ ı onun şifa ve rahmet kaynağı olduguna İMAN ederek okudular. Okumakla yetinmeyip anlamak ve hayata taşımak gibi ciddi bir misyonu üstlendiler… Ve ardından ömürleri boyunca ‘’Canlı Kur’an ‘’ olmak gibi kudsi bir hedefe koştular…O’nun her ayeti üzerinde uzun uzun düşünüp onu özümsediler, Ona sımsıkı sarıldılar, hayatlarını sık sık Kur’an ölçülerine vurdular, o ölçülere uymayan yanlarını kesip attılar.. Kur’andan asla şüphe etmediler, Allahın (c.c) ayetlerine karşı asla büyüklük taslamadılar. Allahın (c.c) ayetlerini küçük bir paha karşılığında takas etmediler. Kuranda apaçık hükümler dururken , gerek kendi nefislerinin, gerekse başka hesapların peşine düşmediler… Kur’an’ın hükümlerini asla bölmeye parçalamaya yönelmediler. Ayetleri anlamaya çalıştılar ama tartışmadılar, didiklemediler. Ayetleri gizlemediler, Kur’an ‘a hakaret edilen ortamlarda bulunmadılar ve Kur’an ‘ dan kopmadılar… Bir ayeti red ve inkâr kitaplarında yer almadı….Bu hukuku Furkan bildirmişti onlara ve onlar Başöğretmenleri Resullah (s.a.v) terbiyesinde bu hukuka en üstün bağlılığı gösterdiler.

Ve o büyük Dar’ul Erkam’dan edindikleri Furkan Hukuku ile gerek kendi evlerinde, gerekse toplumda sayısız kez nice küçük / büyük Dar’ül Erkam’lar inşa ettiler…. Dinde atıl, imanda batıl ehli şirk’e karşı savaşan muvahhidlerdi onlar… Diğer bir ifadeyle, müstekbirlerin zulmünden, muvahhidlerin ve mustazafların sığındığı/ korunduğu irşad ve talim mekanlarına hicret ettiler !..

Yüreği ortaya koyabilmek lazım önce sevgili !...Yol göstereni çok bu davanın ,ama yolcular yok…!!! Yürümelerini engelleyen yüreksizlikleri karşısında ‘’Yüreklerimizi Avuçlarımızda Taşıyıp, Rabbe Sunmamızın Zamanı Gelmedi mi ?! diye haykırasım geliyor çığlık çığlığa ! Günübirlik taleplerin akıntısına bırakılan ömürlere sözüm yok, onlar ki davayı çoktan terk ettiler… Bu hayat ki ; Allaha Kulluk için verilmiş bir imtihan nöbetidir oysa !..Müferreh bir yaşam sevdasında olanlara seslensek ne fayda! Onlar ki ’’sümmün, bükmün, umyun’’ nidasına terk etmişlerdir dünyalarını…

Ahmet Yasin’i duydun mu hiç sen sevgili ? Sadece etrafına topladığı 2-3 genç ile başlattığı çalışmalar, dalga dalga yayıldı ve Filistin’de büyük bir özgürlük ordusu oluştu... O Öyle bir adam ki; tekerlekli sandalyesinden bir halkın tarihini değiştirdi ve hepimize büyük bir ders vererek sonsuzluk diyarına gitti. Bir elini Allaha, diğer elini Rasulüne, Kalbini Kuran’a, Bedenini Namaz’a; Ömrünü hem cehaletle cihada, hem de Furkan savaşına adadı !...

Önce Filistin’de bir İslam Cemaati oluşturmaya çalıştı. Bu cemaatin toplumun bütün kesimlerini kapsayan bir cemaat olmasına özen gösterdi. Bu nedenle mescidlerde kadınlara, gençlere ve çocuklara dersler verdi. Mücadele metodu önce davet, sonra cihad idi… O felçli vucudu ile böyle bir davayı yüklenmeseydi, bugün ortada Şahit ve Şehit GAZZE adında bir toprak parçası kalmayacaktı belki de..! Küçücük bir tohumdu toprağa serptiği, ve o toprak ki, Allah adına serpilen tohumları elbet yeşertirdi…Nitekim kendisi ‘’Ölüm bir kere gelecek o da niçin Allah için olmasın ‘’ diyerek , Siyonist bir füze ile şehit edildiğinde yetiştirdiği evlatları, davasının çoktan sırtlamış ötelere taşıma sevdasında taşla sapanla savaşıyorlardı… Ona ölüm bir kere gelmişti, ama bizler bin kere nefsani, ruhsal, duygusal, düşünsel, ahlaksal ölüyoruz dünya hayatında !...

Kapat gözlerini ve hayal et bir an…Tuğlalarını birlikte ördüğümüz, çatısını Fi’zial ile gölgelediğimiz., ve sonra onu insanlığın, risaletin mesajı ile doldurduğumuz…Kul’a kul olmaktan kurtulup, Allaha Hizmetkar olmaya aday ,Silahı Kuran;ilim, irfan,hikmet,kitap, kalem, seccade, göz yaşı, müsamaha, sevgi ve merhametle dolu o iklime HİCRET ettiğimizi !...Adı ve yapısı ne olursa olsun bu ev Dar’ul Erkam olacaktır…

Ve Kapat gözlerini bir kez daha ; hayal et…Nasıl insanların nezdinde itibar sağlayabiliriz, nasıl çok para kazanabiliriz, nasıl o para musluklarının kapanmamasını başarabiliriz; Nasıl ceplerimizi dolduran meşru yada gayri meşru diye ayrım yapmadan elde ettiğimiz bu imkanları coğaltabiliriz… Yalan, İftira, şantaj, güç, nefret,öfke, hırs,tamahkarlık, kanaatsizlik, tahammülsüzlük ve kavga’nın evin baş aktörleri olduğunu düşün… Bu ev ki adı ne olursa olsun Dar’un Nedve olacaktır…

Bu iki hayali yan yana koy şimdi bir an…
Ve dön yüzünü Kur’an ‘ a !....
Dön de bir kulak ver RAHMAN ’a….

26.Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.
27. Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) baki kalacaktır.
28. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?.... /55. Rahman Süresi



Unutma… Yaşanmayan her nimet YALANLANMIŞ demektir Sevgili !...
Şimdi seçim bizim….
Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibâni ?



Yağmur SANCAK
21.09.2009
İstanbul / Bağcılar


1. fe : o halde
2. bi eyyi : hangi
3. âlâi : ni’metler
4. rabbi-kumâ : ikinizin Rabbi
5. tukezzibâni : yalanlıyorsunuz ?

*m.e.yıldırım

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sevgiliye / fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibâni Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sevgiliye / fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibâni yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SEVGİLİYE / FE Bİ EYYİ ÂLÂİ RABBİKUMÂ TUKEZZİBÂNİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehtap Yıldız
Mehtap Yıldız, @mehtaphumeyraguldalli
24.9.2009 23:52:09
o güzel yüreğinden öptüm... öptüm... sevgili Yağmur...

bazı yürekler Allah için sevilip
naif bir buse ile okşanmalıdırlar...

selam ve dua ile...

Kalpler yalnız Allahı anmakla mutmain olurlar....
Mehmet ORTA
Mehmet ORTA, @mehmetorta
22.9.2009 23:59:05
rabbim yazınızı yönelişiniz kabuletsin bizleride yönelmiş kabul etsinde kendini bize yaklaİTIRSIN...
EVİMİZİ BAŞTA AİLEMİZE VE ÇEVREMİZE ERKAMIN EVİ YAPSIN...
selam sevgi minnet ve dua ile
ahugazel
ahugazel, @ahugazel
22.9.2009 21:55:41
edebi değeri yüksek denmiş ama bence sadece o değil.düşünsel mecrası da geniş.ve yazıldığı tür gibi bilgi yüklü.teşekkürler...yazı için...
meselci
meselci, @meselci
22.9.2009 14:07:47
Kapat gözlerini ve hayal et bir an…Tuğlalarını birlikte ördüğümüz, çatısını Fi’zial ile gölgelediğimiz., ve sonra onu insanlığın, risaletin mesajı ile doldurduğumuz…Kul’a kul olmaktan kurtulup, Allaha Hizmetkar olmaya aday ,Silahı Kuran;ilim, irfan,hikmet,kitap, kalem, seccade, göz yaşı, müsamaha, sevgi ve merhametle dolu o iklime HİCRET ettiğimizi !...Adı ve yapısı ne olursa olsun bu ev Dar’ul Erkam olacaktır…

Ve Kapat gözlerini bir kez daha ; hayal et…Nasıl insanların nezdinde itibar sağlayabiliriz, nasıl çok para kazanabiliriz, nasıl o para musluklarının kapanmamasını başarabiliriz; Nasıl ceplerimizi dolduran meşru yada gayri meşru diye ayrım yapmadan elde ettiğimiz bu imkanları coğaltabiliriz… Yalan, İftira, şantaj, güç, nefret,öfke, hırs,tamahkarlık, kanaatsizlik, tahammülsüzlük ve kavga’nın evin baş aktörleri olduğunu düşün… Bu ev ki adı ne olursa olsun Dar’un Nedve olacaktır… ***

Bu iki hayali yan yana koy şimdi bir an…
Ve dön yüzünü Kur’an ‘ a !....
Dön de bir kulak ver RAHMAN ’a….



..............................

edebi değeri
yüksek bir yazıydı.

saygımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL