Bir pazar akşamı sahilde, ruhumu harekete geçiren rüzgarın ve denizin mavi akıntısıyla birlikte düşüncelere daldım.Aklımdan geçen cümleler; elimde duran beyaz sayfama yansıyan ayın ışığıyla, mavi mürekkepli kalemimden satırlara akmaya başladı.

-Sorunlar ve Çözümler-

O gece kıyı şeridinden, karşıdaki adaların yavaş yavaş kapanan ışıklarını izlerken, şehrin yorgun ve solmaya yüz tutmuş havası, insanların içine işlediğini hissediyordum.Herbirinin ayrı sıkıntısı ve gerçekleşmesini istediği hayalleri duruyordu yüreklerinde...

Gün geçtikçe yaşamın değişen yüzü, kimilerini karamsarlığa sürüklerken, kimilerinin de fırtına ve dalgalara karşı koyarak, aydınlığa kürek çektiğini görüyorum.Değişen sadece dünyada olup-bitenler değildi; bu evrenin içinde mücadele ettiğimiz zorluklarla birlikte insanın ruhen ve fiziksel değişimleri de yer alıyordu.Aslında bir bakıma, hayatta olması gereken engeller, kişiye tecrübe kazandırmasının yanında, çevresindekilerden daha üstün bir başarıya ulaşmasını sağlar.(Kendi ayaklarımızın üzerinde durmasını öğretir.)

Yaşanan sorunlar kimi zaman dayanılmaz bir hal alır.Problemlere çözüm yolu bulurken,yapmak istediklerini elindeki imkansızlıklardan dolayı (içinde bulunduğu şartlar), gerçekleştirememesi, çaresizliğe sürükler.Bunun üzüntüsünü içinde yaşarken insan, elini eteğini hayattan geri çekerek kendini, insanlara karşı soyutlaması, yaşam dengesini alt-üst edebilir.
Ancak psikolojik açıdan güçlü olanlar, her türlü olumsuz şartlarla karşılaşabileceğini düşünerek, kaybettiklerinin kendisine birşeyler kazandırdığını farkedebilir.Önemli olan çektiğimiz acıların ötesinde duran kapıya, isyan ederek duvar örmek değil; o anda bizim ne yaptığımız ve nasıl bir yaklaşımda bulunmamız gerektiğidir.

"Hayat bir sınavdan ibarettir; bazıları başarısız olacağını düşündüğü için boş kağıt verip sınıfı (dünyayı) terkeder, bazıları ise elinden her türlü mücadeleyi gösterip iyi bir şekilde sonuçlanmasını bekler..."