Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
lâyezâl
lâyezâl

GÖNÜLLER FATİHİ'NE

Yorum

GÖNÜLLER FATİHİ'NE

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

666

Okunma

GÖNÜLLER FATİHİ'NE



Ey Sevgili!... En Sevgili !... Aşkımın tahtına oturan, naz makamının efendisi... Dünya insanın sana muhtaç anları, Nisan sabahlarıydı. Senin olmadığın iklimlerin yağmurları bulanıktı. Ötelerden bir rahmet düşmüyor, gönül yamaçları baharı bilmiyordu. Kainata teşrifinle gönüller cennet yamaçlarının rengini aldı. Ve hayat çeşmesinin ufukları damla damla görünmeye başladı...!

Ne büyük şerefti seni bilmek... Seni bize bildiren Rabb’e şükürler olsun!...Adını, konuşmaya başladığımız zaman öğrendik. İlk ezberlediğimiz belki senin ismindi. Doğduğun yer, hicretin ve Rabbimin izniyle Seni himaye eden mesti büyüklerin... Sonra mübarek annelerimiz olan zevcetül-kübraların ve sana evlat olma şerefine erişen çocuklarının isimleriydi öğrendiklerimiz. Daha ufacık bir çocukken, oturmuştun yüreğimizin en güzel yerine... Ya biz, Sana layık bir ümmet olabilmiş miydik acaba? Şimdi bu ızdırabı yaşıyorum. Gönül heybemde göz yaşlarım, yürek tezgahımda işlenen sancılarım ve senden dilendiğim şefaatin var dilimde. İçim en derin yerinden sızlıyor. Öyle bir sızı ki sese versem kimbilir delidivane derler. Varsın kimse duymasın haykırışımı... Bu hicranımı sana ulaştırmak istiyorum ben...

Ey ! kendisine yollanan selamları işiten vefalı dost. Sana ümmet olmak için seni sevmek yeterse eğer işte ben seviyorum... Elbette seviyorum… Mutlaka seveceğim. Nasıl sevmem? Kalbimin bütün zincirleriyle nasıl bağlanmam Sana...?

Kimler seni ölesiye sevmedi ki, Ya Resullah! Hz. Bilal’e kızgın kumlar üzerine dayanma gücü veren, sana olan bağlılığı ve sevgisi değil miydi?... Hz. Ebu Bekir’e” anam, babam sana feda olsun Ya Resullah” dedirtten bu sevgi değiy miydi?... Ay sana olan muhabbeti yüzünden ikiye bölünmemiş miydi?... Güneş Ya Resullah! gözlerinin içine sevgiyle kilitlenmemiş miydi kendisine birşey emretmen için?… Hurma kütüğü hıçkırıklara boğulmamış mıydı kendisini bıraktığını düşünüp?... Ya Hz. Musab, sana olan sevgisi yüzünden Cenab-ı Hak tarafından şehadet mertebesiyle ödüllendirilmemiş miydi?...

Nasıl sevmem ? Elbette seviyorum, mutlaka seviyorum ve seveceğim bir ömür boyu... Daha niceleri efendim. Daha nice kalp Seninle, sevginle dolmamış mıydı? Sevginle dolup mübarek olmamış mıydı? Mübarek sevgin daha nice kalbe ışık olup hayat vermemiş miydi? Bir güvercin seni korumak adına türlü oyunlar oynamamış mıydı sevginsiz kalanlara… ve ispatlamamış mıydı, sevginsiz kalan yüreklerin boş, gözlerin kör olduğunu. Ve hepsinden önemlisi Cenab-ı Hak sana olan sevgisini’ ""Seni yaratmasaydım, bu alemleri yaratmazdım"""’diye ifade etmemiş miydi?

Sevginle doluyum Ya Resullallah! yüreğime hayat, gözlerime ışık olur musun? Bir hurma kütüğü kadar olmayan muhabbetimi kabul eder misin? Sen özümsün, tutkun oldum sana, Ya Resulallah! Beni de yoluna kurban olanların içine alır mısın? Şemsiyende gölgelendirir misin; Aşkınla hasretinle kavrulmuş yüreğimi? Duy lütfen feryadımı, tut elimden, ümmetin olmak istiyorum.

Ey özümüze kor düşüren ateşli yürek! Biliyor musun göz pınarlarımda kuru, çorak çöller gibi, kupkuru. Gözlerime rahmet damlaları yağması için yağmuruna ihtiyacım var. Ne olur yağ yağmur gibi çorak gözlerime çisil çisil...

Ya Resulallah tut elimden. Kurtar beni hiçlik çöllerinden. Halbuki ne kadar çok istemişimdir sana sırılsıklam bir bakış olmayı, senin bahar ikliminde yaşayıp, aşk kokan güllerinin içinde bir dikende ben olmayı…

Bulutların kendisine rehberlik ettiği nazlı Sultanım! Senin gül devrine yetişemedim, oturamadım dizlerinin dibine oysa elest meclisindedir sana tutkunluğumuz, sevgimiz vurgunluğumuz...

Hüzünlüyüm ama bir o kadar da umutluyum. Senin devrinde yaşayan, O gül nefesinle hayat bulan kutlu insanlara arkadaşım diyordun. Oysa biz ahir zamanın garip insanlarına, biz çağın yetimlerine” kardeşlerim” diye hitap ediyorsun. Beni de beni de onların içine kabul ediyor musun?

Yarım kalmış yanımı tamamlayan sevgili! Zamanımız çok çetin, sana çıkan yollar sarp. Yolu görüyoruz ama öncümüz yok. Biz gurbette mahsun, yaşlı gözlerimiz ışığa muhtaç. Senden ayrı gözlerimiz dolu, buğulu...

Biz senin için ağıt yakanlarla, ateşe atılmak isteyen İbrahimlerle, gökte yankılanacak “taleal bedrularla” imdadımıza yetişeceğin günün hasretini çekmekteyiz.

Ey sevgili, En sevgili, Ey gönüller Fatihi! Elimizde bir demet gül seni beklemekteyiz…



LÂYEZÂL

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gönüller fatihi'ne Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gönüller fatihi'ne yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
GÖNÜLLER FATİHİ'NE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
21.9.2009 07:17:08
Beğeni:
0
Okunma:
666
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL