Canım merhaba..
Sana dün yazmak istedim aslında,fırsatım olmadı.Haberlerde izledim İstanbul aşırı yağmurdan etkilenmiş.İzlediğim kadarıyla doğal âfet diyorlar.En son İstanbul dayken yaşadığım yağmurlu gün senin yola çıktığın gündü.Ondan öncesinide hâtırlarsın zaten beraberdik.
O gün sabah buluşmuştuk hatta.Sen "arabayı bırakalım iskelede,vapurla geçelim"demiştin.Bense yine muhalefet olmuştum"hayır efendim hava kararıyor,ıslanırız."dedim.
Sonra köprüyü uzaktan görünce senin fikrini kabul etmiştim.Sende şunu kabul etmelisin ki çok ıslandık o gün.Çorbacıya zor atmıştık kendimizi.Ordakiler gülmüştü bizi öyle bir şalın altına sığınmış,dipdibe görünce.)))Çıktığımızda hâlâ yağıyordu,Can yayınevinin saçağına sığındık.Yanyana ve ıslak sokulgan iki kedi yavrusuyduk sanki.
Sen" belki birgün yazdığın kitap biterse,burdan çıkarda vitrine koyarlar,biz yine burda ıslanırken bakarız"dediğinde "delisin sen yaa,ben kim burda kitabımın olması nere"
Yağmur azaldığında koşarak metroya gitmiştik.Sen merdivenleri inerken,duraksamıştın ya?İçimden acaba bir problemimi var,neden çabuk yoruluyor diye düşündüm.Sen yol yürüdüğümüzde sık sık durup yüzüme bakardın,gülümserdin ve devam ederdik yürümeye.Sanırım bununda nedenleri sakladığın şeydendi.
Eğer dün İstanbulda olsaydık,emin ol bu yağmurda yürüyemezdik.Çok şiddetli ve zarar verici olmuş.
Kaldığım ülkede sadece sabahları yağmur var,sakin ve kısa süreli yağıyor.Haberleri izledikten sonra tüm bunları düşündüm.Sonra yine seni.Lâf işte seni başka şeylerden ayrı düşünebiliyorum da sanki.))Bana bakma işte saçmalıyorum arada tatlım.
Acaba senin olduğun yer o yağmurda nasıl etkilenmiştir.Durduğun yere biraz yüksekte ama çok yola yakın ya,ondan endişelendim.Çökmemiştir inşallah etrafında bir yerler.Sana bahsetmiştim söğüt,çam ve limon vardı,bahçemdeki fideler,ben yetiştiriyordum hâni?Buraya göç etmeden önceki gelişimde senin iki yanına dikmiştim onları.İyice suya doymuşlardır şimdi.Hoş tembihlemiştim yaa,oranın görevlisi dedeye,söz verdi her sabah sana uğrayacağına.
"Sen bu kadar sık gelme,üzülme,saatlerce burda durma gelin kızım ben söz her sabah ilgilenirim,zaten evimin bitişiği"demişti sağolsun.
Belki bayramda geleceğim bal gözlüm,nasılsa burda hep aklımdasın.Güyâ burda seni daha az düşünecektim,adapte olacaktım yeniden gülmeye ve belkide sevmeye...hikâyeymiş
Beden nerdeyse,beyninde orada.Yokki çaresi,ayrı tutup bırakayım geldiğim yerde.Gülme gülme bana.Ben böyle tuhaf fikirler öne sürünce"nasıl da buluyorsun bu lafları, birde konferans verir gibi el kol hareketleriyle ifâde ediyorsun,bayılıyorum bu hâllerine"derdin,utandırırdın.
Gelemessemde kızma bana emi?Biraz daha kalırsam belki yola girer bazı şeyler.Hem bu arada ağaçlar büyür be tatlım.Tabii bu selde yağmurda sürüklenip gitmemişlerse.Gitmişlersede üzülme,söz gelince yenisini ekerim.Mevsimin ilk karları üstüne yağmadan geleceğim,ilk kar yağdığında yanında olmak istiyorum.sözümüz vardı.Bu yıl ilk kar yağdığında,seni ilk sobelediğim yerde olacaktık.Orası olmaz artık,ben baş ucuna gelirim.
Hoşçakal tatlım,balgözlüm,doymazlığım,herşeyim.Yine yazarım sana,beni merak etmeyesin...

NOVAN