5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2643
Okunma

Onur BİLGE
İnsuyu Mağarası’nı şimdi anımsadığımda ve kartpostallardaki resimlerine baktığımda, o günlere özlem duyuyorum. Memleketim, burnumda tütüyor! Düden Mağarası geliyor, aklıma. Onunla birlikte, pek çok şey... Toprak, kabir, hesap, mükâfat, azap... Üstü cennet, içi kabir... Neler canlanıyor, gözümün önünde, bir bir...
Mağaralar, kabir âlemini anımsatıyor, bana. İçindeki labirentler, mezarlarda da var. Kimisi azaba çıkar, kimisi mükâfata... Kabre inene iki şey vardır, birbirine taban tabana zıt; felaket haberi veya müjde!..
Yedi kat yerin hemen kabuğunun zarının altına bırakılıveren beden, kim bilir kaçıncı katında azap görüp geliyor? Yer gök yedi kat; cehennem yedi kat, cennet sekiz kat... Esfelüs Safilin, dünyanın merkezi mi acaba? Yoksa güneşin merkezi mi? Her neyse ve hangisine aitse veya değilse; cennetin benzerinin yeryüzünde bulunduğu gibi cehennemin benzeri de gözler önünde... Bir tarafta, Babil’in Asma Bahçeleri... Bir tarafta yanardağlar... Bir tarafta ateş püskürmakteyken dağ, diğer tarafta cennete benzeyen
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15