15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
939
Okunma

şair olmak isteyen bir Selim...
...................................................
Selim, şair olmak istiyordu...
Herkes doktor, öğretmen, avukat, mühendis, kaymakam, vali bilmem neci olmak isterken Selim inadına şair olmak istiyordu. Ruhunda hissediyordu şairliği. Bu yeteneğe sahip olduğuna daha ilkokul üçte, okumayı yazmayı yeni yeni tam sökerken, anlamıştı şair olacağını... İlk şiiri de ilk bahar idi...
Okumak onun için nefes alıp vermek gibiydi adeta...
Bu yüzden ne bulsa okuyordu. Bu bazen bir gazete parçası, bu bazen çöpten bulduğu bir Nazım Hikmet RAN şiiri, bu bazen de herhangi bir radyodan dinlediği bir şarkı sözü oluyordu... Okumaktan gözleri şişiyordu ama vazgeçmiyordu bu isteğinden, bu sevdiği şiirlerden...
Geceler boyu kitaplara dalıyordu. Daldıkça başını kaldıramıyordu edebiyattan. Her okuduğu şiirden yeni bir dünya buluyordu kendine. Her okuduğu mısrada aslında kendini buluyordu...
Şiir okumak Selim’e büyük keyifler veriyordu. Onun için ekmek ve su gibi elzemdi. Diğer yarısı gibi görüyordu şiiri. Şiire verdiği değeri, çok zaman kendinden esirgiyordu... Tüm harçlıklarını şiire yatırıyordu...
---olsun diyordu, ne yapsam yarınlarıma kâr olarak geri dönecek bana, diyordu... Dediğine dedikti, sağlam bir duruşu vardı Selim’in...
Farklı takılmaktan, yalnızlığa oynamaktan hoşlanıyordu. Yalnız kalır kalmaz da, elindeki kalem ve kağıda sarılıp şiir yazıyordu bıkmasızın. Yorulmaksızın ilhamı gelen duygularını, kurgularını karalıyordu habire Selim...
Selim duygusaldı, en harbisinden. En harbisinnden aşıktı sevdiği gülüne. Gülü, sümbülü için ölmeyi bile göze alabiliyordu...
Şiire de böyle aşık, böyle bağlıydı Selim.. .
....................................
Meselci
5 Eylül 2009,,,
Mardin