Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
şü
şükran25

20 AĞUSTOS 1999 BİR GÜNLÜK SAYFASINA DÜŞENLER

Yorum

20 AĞUSTOS 1999 BİR GÜNLÜK SAYFASINA DÜŞENLER

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

621

Okunma

20 AĞUSTOS 1999 BİR GÜNLÜK SAYFASINA DÜŞENLER

Kaderin insanı nerelere götüreceği meçhul.Bir sabah hiç tanımadığınız bir yerde uyanmak çok da imkansız değil ya da bulunduğunuz şehri terketmek.Bıktıran alışkanlıklar...Aynı yol,aynı sokak,aynı insanlar ve aynıları....Ve bir gün tüm bu aynıları özlemek,terk edememek....
Şu an dünyada neler oluyor acaba?Sadece burası için değil tüm dünya için bir merak duygusu sardı içimi.Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir ağaçtan düşen bir yaprağı görmek isteği sardı içimi.Ya da şu anda doğan tüm bebekleri görmek isteği.Evet tam şu saniyelerde doğan tüm bebekler.Ve tam şu saniyelerde ölen tüm insanların akıllarından geçirdikleri en son şeyi bilmek isteği.Ve işte tam şu saniyelerde inandıkları doğrular uğruna savaşan insanlar.Var mıdır?Kaldı mı?Vardır.KESİNLİK YOK BU CÜMLEDE TEMENNİ VAR SADECE.Ama eminim o insanlar varlar.Dünyanın neresinde necilerdir bilemem ama varlıklarını biliyorum daha doğrusu hissediyorum.Tüm bu yazdıklarımın yanına bir de bugün dinlediğim hikayeyi yazacağım:
1945li yıllarda Amerika sömürgeci politika izlerken haltan bazıları buna tepki göstermiş.’’Biz Amerika olarak başkalarının işlerine karışmayalım,onları sömürmeyelim’’ demişler.Ve o zamanlar 52 bin kişi tutuklanmış.Bir kısmı infaz edilmiş.Bu tutuklananlar arasında elebaşları olarak görülen Rozenbergler de varmış.Bunlar karı, koca ve iki çocuklu bir aileymiş.Rozenberglerin elebaşları olarak idamlarının şart olduğuna karar verilmiş.Ancak bu insanlar hayatlarında karınca bile incitmemişler.Sonunda bunları Rus casusluğuyla suçlamışlar.Yok evlerinde bir masa çizelgesi çıkmışmış ama masa yokmuşmuş,masayı yakmışlarmışmışmış.Ne olup bittiyse karı kocanın idamına karar verilmiş.Ama tüm dünya ayaklanmış.Yetkililer telaşa kapılmışlar.Sonunda bunlara ’’Suçunuzu kabul edin cezanızı 30 yıla çevirelim ’’demişler.Olmamış.’’Tamam kabul edin,20 yıla çavirelim’’demişler ama nafile karı koca kabul etmemişler.Karısına,’’Kocam suçlu ben suçsuzum de sen serbest kal,kocanın cezasını 10 yıla düşürelim’’demişler.Kabul etmemiş.Sonunda teklifleri sunan adamlardan biri Rozenberglere çocuklarının fotoğraflarını göstermiş.’’Bakın!Onları aradık,anne babanız bu akşam eve dönecekler dedik.Onlara acıyın’’demiş.Ama ses yok.Rozenbergler bir dakika istemişler. Adam,’’Bakın telefon burada.Yan odada başkan var.Söyleyin ve hemen gidin’’demiş.Rozenbergler ’’Bunlar bizim çocuklarımız,onlar için herşeyi yaparız ama ya bize gönül veren suçsuzluğumuza inanan binlerce insan,onlar bizim çocuklarımız değil mi?’’demişler.Başkan gelmiş.’’Ne oldu?Yarım saattir bekliyorum.Hatta sorun var galiba ’’demiş.Ama birkaç saniye sonra duydukları karşısında hiçbirşey diyememiş.

Nerden nereye?Hikayeyi de bitirdik.
(10 yıldır günlük tutan biriyim.Bu yazıyı 1999 yılında tam da bugün 20 Ağustosta yazmışım. 10 yıl öncesine geri döndüm.Paylaşmak istedim.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
20 ağustos 1999 bir günlük sayfasına düşenler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 20 ağustos 1999 bir günlük sayfasına düşenler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
20 AĞUSTOS 1999 BİR GÜNLÜK SAYFASINA DÜŞENLER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
şü
şükran25, @sukran25
23.8.2009 10:44:56
Yorumunuz için çok teşekkürler.Beğendiklerinizin beğenilmesi ve sizinle aynı duyguları hissedenlerin varlığını bilmek çok güzel bir duygu.
onurumsun
onurumsun, @onurumsun
23.8.2009 09:43:15
Hiç bir şey değişmedi değil mi sevgili şairim 1945/2009 / 64 yıldır.

Hala insanlar tutuklanıp götüürlüyor cezaevlerine "Suçlu olduğunu kabul et diyorlardır da " bırakalım seni" kelimesini kullanmıyrlardır sanırım. Kullanmış olsalar onlar da çıkarlar mı dışarı?

Hikaye çok güzel. Okumuştum bu hikayeyi ve çok zamanda örenek olarak göstermiştim çok insana. Şimdi iszde tekrar okumak çok güzeldi.

Kıssadan hisse. Umarım anlamsı gerekenler anlar bu hikayenin vermek istediklerini.

Sevgiler yüreğinize
şü
şükran25, @sukran25
22.8.2009 23:27:17
SAYGI BENDEN SİZE.YORUMUNUZ ÇOK KIYMETLİ TEŞEKKÜR EDİYORUM
*deniz*
*deniz*, @-deniz-
22.8.2009 23:24:47
KARINCANIN TAŞIDIĞI SU

Nemrut Hz. İbrahim'i yakmak için ateş yaktırmış, Hz. İbrahim'i mancınıkla ateşin ortasına atarak yakacak ve gücünü herkese göstererek bir daha kendisine karşı çıkılmasını önleyecekmiş.
Bunu duyan bir karınca ağzını su ile doldurarak boyu göklere uzanan ateşe doğru koşmaya başlamış.Diğer bir karınca onun bu telaşını görünce hemen yanına yaklaşıp ''Nereye böyle arkadaş bu acelen niye? ''diye sormuş.
Ağzında su taşıyan karınca ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp, ''Duymadın mı ? demiş; ''Nemrut Hz. İbrahim Peygamberi ateşte yakacakmış. İşte o ateşin olduğu yere su götürüyorum...''
Diğer karınca buna gülmüş ''Senin bir damla suyun o ateşte ne yapar ki ? ''
Suyu taşıyan karınca ''olsun '' demiş.
''Hiçbir işe yaramasa da hangi taraftan olduğum anlaşılır''

hikayenizi okuyunca karıncanın hikayesi aklıma geldi.biliniz ki dünya döndükçe safını bilen karınca gibi bilinçli ve duyarlı insanlar hep VAR olacaklardır...

çok güzel bir konuyu ele almışsınız...çok beğeniyle okudum..
kutlarım..
saygımla,,
barbuti
barbuti, @barbuti
20.8.2009 23:54:33
teşekkür ederim paylaşımın için... dünya döndükçe, insanlık var oldukça, ebu cehiller de firavunlarda bushlarda ve bu gibilerin hepsi var olacak tabii iyilerde... savaş ve kan hiç eksik olmayacak tabii göz yaşı da... ama hayat hep devam edecek seyrinde birileri için... ve biz yine yazacağız... aşk tüm pembeliğiyle rolünü oynamaya devam edecek sevgi de öyle... ve ıslak sevişmeler... ve günah... ve iyi.. ve de kötü... biz bunların hep ortasında olalım ne çok rahat olalım ne de acının göbeğinde... uzattım sanırım..:))
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL