Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
Suat Tutak
Suat Tutak

İLK ÜNİVERSİTE SINAVINA GİRİŞİM... ( BİR ANI )

Yorum

İLK ÜNİVERSİTE SINAVINA GİRİŞİM... ( BİR ANI )

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1211

Okunma

İLK ÜNİVERSİTE SINAVINA GİRİŞİM... ( BİR ANI  )

İLK ÜNİVERSİTE SINAVINA GİRİŞİM... ( BİR ANI )




[ kalin



BİR ANI

1974-1978 yılları arasında zorlu bir maratondan sonra Söke Akşam Ticaret Lisesi İLK MEZUNLARINI veriyordu. 1978 yılı okulun ilk mezunları olarak, Akşam Ticaret Lisesi’ni bitirmiştik. Bizler de Lise mezunuyduk artık... Akşam Ticaret Lisesi Söke’de ilk dört yılını tamamlamış, Bizim dönem olarak, başarı ile de ilk Mezunlarını vermişti. Bu dile kolay bir olaydı. Fakat hiçte yadsınamayacak bir olaydı.
Her birimiz; o tarihe kadar şu veya bu sebepten öğrenimleri yarım kalmış, 20 ile 40 yaşları arasında olan insanlardık. Öğrenim yaşamı, öğrencilik hayalleri yarım kalıp yitirilmişti. Yüksek okullar, üniversite bölümlerine girebilmek hayaldi bizim için... Oysa bu Akşam Ticaret Lisesi’nin açılışı, yetişkin kişiler olan bizlerin, önlerindeki engelleri kaldırıyor, yeniden öğrenim hakkı veriyordu. Ayrıca, Söke Akşam Ticaret Lisesi’nin mezunları olma “ONURU” ,
hiçbir şeyle ölçülemeyecek değerdi bizim için... İşte bu duygular içerisinde Söke Akşam Ticaret Lisesi Diplomalarımızı almıştık biz...
O yıl üniversite yerleştirme sınavlarına katıldık. Sene,1978 dedik ya...O yıllarda, üniversiteye giriş sınıvları, tek aşamalı sınavdı. 1980 de, çift aşamaya başlandı. Ü.S.S iken adı, ÜSS’nin yanına bir de ÜYS sınavı çıktı. Birisi üniversite seme sınavı, ikincisi de üniver-site yerleştirme sınavı oldu. Böylece tek aşamalı dönem bitti. Çift aşamalı dönem başldı.
Ancak: o yıllara kadar da, uygulanan değişik bir sistem vardı. MEKTUPLA EĞİTİM VE ÖĞRETİM sistemi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Açık Öğretim Fakültesi (AÖF) yerine, mektupla öğretim öğretim sistemi vardı. O uygulanıyordu. Tabii ki isteğe bağlı olarak... Yetiş-kinler için o sistem kullanılıyordu. Daha sonra AÖF.leri açılınca, o mektupla öğretim sistemi ve de uygulaması son buldu.
Söke Akşam Ticaret Lisesi Mezunu olarak 1978 yılında, ilk kez üniversite giriş sınavla-rıan katılıyordum o yıl... Özel Dershaneler de henüz açılmamıştı. Hiç yaygın değildi. Okulda aldığınız bilgilerle üniversite sınavına giriyordunuz. Olsun... Onun onuru, onun gururu, önünde açılan üniversiteye devam edebilme şansı, her sıkıntıya ve riske değerdi...
33 yaşlarında bir yetişkindim üniversite sınavlarına ilk girişimde. Devlet memuru idim. Eviyim. 3 çocuğumda vardı... Ağır şartlarda okumuş, başarmıştım. Sevinçli ve gururluydum. Kendime olan yitik öz güvenim de yeniden kazanmıştım. Kazanmanın ve zaferin verdiği cesarettii bu... Edünyaya bakışımı bile etkilemisti. Genç yaşlarda yaşamam gereken öğrencilik hayallerimi, ufukta doğacak yaşam koşullarının haklı heyecanını, 18 yaşında değil de, 33 yaşında yakalamıştım ben...
O yıllarda, büyük kentlerde yapılıyordu sınavlar. Bulunduğunuz yere en yakın iki şehri tercih formunda işaretliyordunuz. Nerede boşluk varsa sizi, orada sınava davet ediyorlardı. Ben Aydın İli, Söke İlçesi’nde oturduğum için, izmir ve Denizli illerini tercih etme hakkım vardı. Ve genelde, ilk tercih hanesine yazdığınız şehirde sınava girebiliyordunuz. Orada yer olmazsa ikinci tercih ettiğiniz şehirde sınava alınıyordunuz. Bana İzmir daha yakın olduğun-dan ve orada kalacak yerim olduğundan, genelde hep ilk tercihe İzmir adını yazardım.
İlk sınava girdiğim 1978 yılı da İzmir’i tercih etmiştim. Sınav yeri olarak Eski Bornova’da bir okul seçilmiş, bana bilgi verilmişti. O yıllardan evvel, birkaç yıl İzmir’de eniştemin yanında çalıştığım halde, eski bornova’ya hiç gitmemiştim. İyi, kötü İzmir’i biliyordum amma Eski Bornova’ya yabancıydım. O yıllarda İzmir’de kırmızı raybuslar ile eski esot araçları vardı.Onlarda önemli semtlere çalışıyorlar, her semte gitmiyorlardı. Bir gün öncesinden İzmir’e gittim. O gece Çimentepe semti, Kadriye Mahallesinde oturan ablamlarda kaldım. Sabahın erken saatlerinde evden çıkıp Kaleden Eşrefpaşa’ya indim. Şimdi DİŞ HASTANESİ olan, eski Devlet Hastanesinin önüne, Konak parkının yanına indim. Tabii ki yaya olarak... Varyant yolu inişine. Karşıda Elhamra Sineması ve Konak Meydanı...
O yıllarda Esot’ların hepsi Konak Meydanında kalıyordu. Orada sıralı peronları ve Peronların önünde kocaman harflerle semt esot aracı numarası yazılı ve asılı olurdu. Herkes Semtinin peronuna gider bekler, on-onbeş dakikada bir esot yanaşır, yolcuları alır giderdi. Ben doğruca Bornova Esotunun peronunu bulup yanaşmakta olan Esota bindim. Her yer, her araç öğrenci kaynıyordu. Hemen bir boş yer bulup oturdum. Ayakta da olsa razıydım zaten...
Bornova’ya vardığımda saat: 08.40 – 08.45 gibiydi. Önünden geçtiğimiz bazı okullarda görmüştük gelirken. Öğrenciler sınıflara alınmaya başlanmıştı, Saat: 09.00’da da sınav başlayacaktı. Ben yeni Bornova merkezine gitmiştim... Yanlış yere gitmiştim. Birkaç kişiye sordum.”Yok kardeşim, sen okuluna çok uzak bir yere gelmişsin ve zaman da daraldı. Yürüyerek yarım saat yol gitmen gerek. Okulu bulsan da, sınava giremezsin” dediler.
Dünya başıma yıkıldı. Gözlerim karardı. Bayılacak gibi oldum. “Peki, nasıl ulaşabi-lirim” diye, sordum? “Bir taksi çevirip gidersen, belki yetişirsin. Beş dakika daha gecikirsen, seni taksi bile yetiştiremez” dediler. Kendimi toparladım. Karamsarlığa gerek yoktu. Hemen bir taksi çevirdim. Adresi verdim. Taksi şoförü: “Atla ağbi hemen gidelim.” Dedi. “Nasıl yetişir miyiz”diye ona sordum. “Hiç merak etme.Ben seni tam zamanında kapıdan içeriye sokarım” dedi. İçim rahatlamıştı. Hemen hareket ettik. Fakat içimde bir “Acaba..?” korkusu vardı. Taksi şoförü sözünde durdu. Okulun levhasının önünde durduğumuzda, saat: 09.00’u gösteriyordu.
Evraklarımı hazırlayıp kapı kontrolden geçtim. Sınav salonunda sırama oturduğumda saat: 09.10’du... Amma; kan beynime fırlamış, yüzüm alev alev yanıyor, kalbim ise yerinden çıkacak şekilde atıyordu. Öğretmenler durumu anladılar. Sakinleştirici sözler söylediler. On dakika sıramda öylece oturup soluklandım. Kendime geldim.Sakinleştim.
Süresi içinde sorularımı yanıtlayıp formları teslim ettim.Okulun kapısından çıkıp, orayı terk ederken, sınava yetişmek için yaşadığım heyecanın etkisindeydim hala...Amma; sınavda başarılı cevaplar verdiğine inanan, bir üniversite adayı idim artık. Güzel olan tarafı buydu işin. O yaşanan heyecan... Anlatılması zor duygular.
O sınav sonucunda, Ankara Gazi Eğitim Üniversitesi Resim ve Müzik bölümünü tutturmuş-tum. Devam mecburiyeti olan bir bölüm olduğu için gidemedim..Evliliğim ve memur oluşum engel oluyordu. Vazgeçtim. Taa ki 1980 yılına kdar... O yıl yeniden sınava girdim. Bunlar güzel anılardı...

22. 07. 2009
Suat TUTAK

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İlk üniversite sınavına girişim... ( bir anı ) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İlk üniversite sınavına girişim... ( bir anı ) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İLK ÜNİVERSİTE SINAVINA GİRİŞİM... ( BİR ANI ) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
selanikli
selanikli, @selanikli
13.6.2010 20:52:44
ANIALARINIZI OKUDUM KENDİMİ BULDUM , SAYGILAR
Suat Tutak
Suat Tutak, @suattutak
20.9.2009 17:34:10
teşekkür ederim canlarım. her zaman beklerim. sağolun. bayramızı kutlarım. selamlar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
20.8.2009 23:00:46
Bazı anıları insan ömrü oldukça unutmuyor efendim. O anları öyle bir işliyoruz ki beynimize çıkmasının imkanı yok. Yıllar sonra hepsi birer acı tatlı anı olarak kalıyor benliğimizde. Güzeldi anınız tebrikler selam ve saygılar...
serapatay
serapatay, @serapatay
20.8.2009 19:52:56
anılarınızı okudum sanki o anı yaşadım,ama olmayınca olmuyor artık buna kader mi desek bilemiyorum .
bazı şeyler içimizde ukde kalıyor arkadaşım .
saygılar selamlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL