Kan dökülmesinden zevk alanlar, destekleyenler, sebep olanlar, kan dökülmesinin sona ermesini istemeyenler, insan olarak yaratılmışlığa lâyık olmayanlardır..

Son günlerde ülke gündeminde olan ‘’ Kürt açılımı ‘ nı eleştirenleri, kan dökülmesinin bitmesini istememekle suçlamak,hakarettir, hatta küfürle eşdeğerdir. Bu güne kadar çıkarlarının olmadığı hiçbir işe kalkışmayan, destek vermeyen siyasîlerin, bu açılım heveslerinden kuşku duymak, art niyet aramak, bence çok da doğaldır.

Diyelim ki ; dürüst olsunlar. İyi niyetli olsunlar. Sistemleri, davranışları doğru mudur ? Kimler kan akıtmış bu güne kadar?
Kimlerin kanı akmış ? Yalnız Kürtlerin mi ? Sorumluları da bu ülkenin vatandaşları mı ? Kesinlikle değil ! Öyleyse, kimi cezalandırıp, karşılığında onlara ne gibi mükâfatlar vermeyi düşünüyorsunuz ? İlk mükâfat verildi bile . İmralı mahkûmu adeta olmayan bir devletin ‘’ başkonsolonsu ‘’ ilân edildi. Adamdan sanki demokrasi dersi alınıyor !

Demokrasinin ne olduğunu, bu ülkenin ihtiyacı olan insan haklarını hangimiz bilmiyoruz ?
Gerçekte yapılmakta olan, basbayağı pazarlıktır ! Hangi koşullarda silahları bırakacaklarını, kan dökmekten vaz geçecek
lerini bildiriyorlar. Kopartabilecekleri kadar da, taviz kopartmak istiyorlar.

Eğer bu işin altında , bir ‘’ Kürt isyanı ‘’ tehdidi var da, o yüzden bu pazarlıklar yapılıyorsa, o yüzden tavizler veriliyorsa,
yazıklar olsun hepimize !

Bu ülkenin bir açılıma gerçekten ihtiyacı var. Bunu hepimiz görebiliyoruz. Bu bir demokrasi açılımı olmalıdır. Kürt, Lâz,
Çerkez vb. açılımlar, ancak ayrımcılık olur ve bölünmeyi getirir.

Bu ülkede demokrasinin olmadığını bahane edip, eline silâh alarak dağlara çıkanları, askere – polise ve hatta bebeklere
kurşun sıkanları, hiçbir tehdit altında mükâfatlandırmak, bir devlete yakışmaz. Türkiye Cumhuriyeti ‘ ne hiç yakışmaz.

Barış olsun. Af da çıksın. Gerekirse İmralı’daki de salıverilsin. Fakat, devletlere yakışmayacak tavizlerden ve davranış
lardan kesinlikle kaçınılsın. Üstelik bu ülkede yetmiş milyonun üzerinde insan yaşıyor. Hepsi de değişik kökenlerden in
sanlar. Şimdi bu açılım vesilesi ile, Kürtlere özel haklar verilirse, diğerlerine haksızlık yapılmış olur. Bu da yeniden huzuru bozar.

Bu kişiler kan dökülmesini istemiyorlarsa eğer, kendileri bir an önce silâhları ve eylemleri bırakmalıdır. Bir taraftan görüş
meler devam ederken, diğer taraftan halâ eylemlerini, polise saldırmalarını, bombalar atmalarını görüyoruz. Bu da basbaya
ğı tehdit havası yaratıyor. ‘’İmralı’dakinin dediklerini yapmazsanız, şöyle yaparız, böyle ederiz ‘ gibi bir anlamı var bu olayların.

Kan dökülmesin. Hele ki kardeş kanı hiç dökülmesin. Herkesin ve hepimizin huzura ihtiyacı var. Bunun için herkes iyi
niyetli ve dürüst olsun. Kimse kimseyi suistimal etmesin. Genel bir demokrasi açılımı yapılsın. Tüm vatandaşlar eşit
şekilde yararlansın. Kimseye ve hiçbir bölgeye ayrıcalık yapılmasın. Yeni huzursuzluklar doğmasın. Yeni ve başka kanların akmasına zemin hazırlanmasın…

Fikret TEZAL