Hoş bir asma.Çokçadır yapraklar,iricedir üzümün taneleri,inceciktir yapraklarında çizgileri.Salına salına durur öylece,hafifce eymiş dallarını gibi durur saçlarının duruşu...
Yaz günü;hafif,soğukça bir suya dokunur gibi dokulunası saçları,yumuşacık;bir pamuk yığını gibi...kaliteli bir ipeksi kumaşa dokunur gibi...
Anne kokusu,can kokusu,özlemini çektüğün objenin kokusu gibidir saçlarının kokusu.
Güzel bir tarihi binada zarif bir kemer gibi burnu.Yumuşacık,ipeksi,berrak bir örtü gibidir teni.
Çocukların,bütün yaramazlık hissi ve çocukluk heyecanı ile basıp kaçtığı zil gibidir, dokunmak hissi veren bir göz zevkidir teni.
Yanakları hafif tombulcak,tıpkı hafif bir toprak yığıncığı gibi, yatmak hissi gibi, çıplaç ayakla koşmak hissi gibidir,teni...
sahile vuran oksanus gibi gözleri,sahilde duran kum dan kale gibidir yüreğim, her bir dalgada, bakışların,yüreğime vurur okşarcasına sonra ardına bakmadan alıp götüren gibi deniz suyu gibi alr götürür kumdan kalemi bakışların...
Kapıdır gözlerin, bir merak güdüsü uyandırır içimde,girmek o kapudan sessizce...
Geçmişe yapılan yolculuk, bugünü yaşamak,yarının hayalini kurmak...sonra bakışların,huzur,güven,sevgi,bağlaç gibidir o bakışlar,gözler.
hoş bir mimari yapılı kamelyada asılı salkım taneleridır kipriklerin,incecik bir yol gididir kaşların...
Bir bardak şerbettir dudakların.Susuzlukta yanan içime akıttığım,kana kana içtiğim, çatlamış dudakların bir damla su bekler gibi bekler dudaklarımı...
...Ve ruhun,yüreğin ve insanlığın,asaletini temsil eden şahsiyetin.
uzak gökyüzüne salınan bir ufuk çizginle sen! bakıp sana ruhumu tazeliyorum.
Soğuk bir kış gününün gecesinde,beni kapıdan içeri almanı bekleyerek,titremekli halimle kapına bakıyorum...al beni gönlünün derinliklerine. olmasa bir de hasretinle bekleyen yüreğimin yanginı...Seni seviyorum...