9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
965
Okunma

Onur BİLGE
Daha Antalya’dan çıkmadan, Kepez’e gelip de geride kalan şehre baktığımda üstüme çöken garipseme, giderek can sıkıcı bir hal almaya başladı. Garipseme olarak hissettim. Bu duyguyu biliyordum. Köylere misafirliklere gittiğimiz zamanlarda hissederdim. Şehrin kalabalıklığı, gürültüsü, aydınlığı orada yoktu. Gündüz, biraz ıssız da olsa, aynı güneşle aydınlanan yerdi, nihayetinde ama akşamüstü hafiften başlayan garipseme, hava kararıp da gaz lambaları yakılmaya başlandığında artardı. Gecelerin derin sessizliğinde mezara konmuş ölüler gibi girerdik, serilen yataklara. Hem başkasının evi, hem alabildiğine sessizlik, varsa mehtabın aydınlığı, yoksa zifir-i zindan... Sabaha karşı karşılıklı yarışan horozları öğleye doğru telaşlı telaşlı gıdaklayan tavuklar... Havlayan köpekler, çığrışan çocuklar, bağrışan köylüler... İnek böğürmesi, kuzu melemesi...
Evden, yatağımdan uzaklaşmanın verdiği gariplik; annem babam yanımda olduğu ve bu misafirlikler, sadece bir geceyle sınırlı oldukları için o kadar
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15