12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
789
Okunma

Onur BİLGE
Anılarımı yazarken dalmışım, günü anlatmayı ihmal etmişim. Bir gece, çok değişik bir rüya gördüm. Birisi kovalıyor beni, kaçıyorum. Bakıyorum, arkamdan gelen şeytan!.. Boyu, beş yaşında çocuk kadar; bacakları sık ve kapkara upuzun kıllı, ayakları dışa, iki yana dönük, dizleri bükük, koşturuyor!.. Bu defa da ben onu kovalıyorum!.. Cadde ortasında önümüze çıkan taş merdivenleri çıkıyor, ben de arkasından!.. O sırada bir ses bana:
“Üçgen şeklinde avlusu olan caminin imamını bul, o sana okusun. Sıkıntıların biter.” dedi, rüyamda.
Bahsedilen cami, Fomara ile Altıparmak Caddesi’nin kesiştiği yerde, üçgen şeklinde bir avlu içindeki küçük bir camiydi. Ertesi gün akşamüstü, babamla sora sora o cami imamının evini bulduk. Üstümde; kolsuz bir buluz, kısa bir etek vardı. Kapıyı çaldık. Yaşlı, kısa boylu, kamburu çıkmış, beyaz sakallı bir adam çıktı. Kapıda, ayaküstü rüyamı anlattım. Kaşlarını çatarak:
“Ben sana okumazdım ya, dua et, yanındaki adama. Ceket giy, böyle kısa etekle gelme benim yanıma! Yarın sabah burada ol!” dedi.
Ertesi gün sabah annemle beraber, onun istediği gibi giyinip gittim. Annem, beş gün önce bayılmış, sinir krizinden sonra konuşamaz olmuştu. Çağırdığımız doktor, fiziksel rahatsızlık için ilaç vermişti. Konuşabilmesi ve ruhsal sıkıntısı için hiçbir şey yapamamıştı.
O, ahşap, iki katlı bir cami evinde oturuyordu. Yerde eski bir
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15