11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
995
Okunma

Onur BİLGE
Anneannemim çok misafiri olmuyordu. Gitar dersi vermekte olduğu liseli bir ağabey cumartesi ve pazar günleri bir iki saatliğine geliyordu. Arada sırada ev sahibi hanım geliyor, yarım saat kadar kalıp, ev içi veya sokak haberleri verip gidiyordu. Bazen benim öğretmenim, bazen de Ayhan Hocanım, akşamları çaya geliyorlardı. Soğuktu. Sürekli soba yanıyordu. O nedenle çocuklar da görünmüyordu, epeydir.
Zehra Hocanım, kökten almıştı, dilbilgisini. Özne, yüklem, sıfat, zarf öğretiyordu. O biliyordu ve diyordu ki:
“Dil bilgisi dersleri dördüncü sınıfta verilmeye başlıyor. Çocuklar, daha önce bu dersi hiç görmedikleri için bir türlü ısınamıyorlar. Sonra da ortaokulda ve lisede zorluk çekiyorlar. Ben dil bilgisine, ilkokul üçüncü sınıfta başlarım. Çocuklarıma grameri sevdiririm.”
Gerçekten de Türk dilini sevdirerek öğretiyordu. Dilimizin kurallarını anlatıyor, tekrarlayarak beyinlerimize küçük yaşta kazıyordu. Temel bilgisini sabırla enjekte ederek onu bana sevdiren, düzgün cümle kurmayı öğreten, kompozisyona başlatan odur. Ortaokulda ve lisede
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 6
ÖDÜL - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15