Gün gelir hiç beklemediğimiz hatta bizimle hiçmi hiç ilgili olmayan bir olayla karşılaşırız.
Halbuki o bizimle ilgisi olmadiğini sandığımız olayın bizim ’kader’imizin ta içinde yer alır, çünkü takdir olunan bizi er gec bulacaktır.
Herkes, her ne kadar kendi kaderini yaşasada kaderler içiçedir, herkes yabancıda olsa bir başkasına zaman zaman hayırda ve şerde vesile olacaktır.
.
Herkes, önce kendisi... ailesi... komşusu... akrabası... iş ve okul çevresi v.s. bulunduğu tüm sosyal hayatından, gördügü her zerreden ve bu vesileyle olaylara karşı tutumundan, kararından, söylediği sözden ve hatta ve hatta yüz mimiklerinden dahi sorumludur, imtihandadır. (bknz. HÜMEZE Suresi.)
Burda yapacağı her davranışla başkasına örnek teşkiledeceğinden, davranışına sebep olan din kardeşinden dolayı KUL HAKKINA girmektedir ve hepimiz tam idrak edemesekde kul hakkının en büyük günahlardan olduğunu biliyoruz.
.
Yüce Allah kuluna en adaletli olandır, en merhametlisidir, belkide bizim unuttuğumuz, hiç bir zerre iyiliği ziyan etmeyecektir. Kuran’da ZiLZAL süresinin mealinde ve başka ayetlerde beyan olduğu gibi : ZiLZaL / 7-8 "Kim zerre miktarı hayır yapmışşa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür. " ama yüce Allah o kadar mehametli ve cömertki, düsünülen kötülüğü davranışa ve söze intikal etmedikçe affedicidir. Ama kötülüğü düşünceye bile geçirmemeli, mazallah bir alışkanlık yapar ve daha içinden çıkılamaz bir hal alır. Alışkanlık yapılan kötülükte zaman içinde kişinin gözünde gayette ’normalmiş’ gibi bir hal alır.
.
Evvelden okuma yazma bilmeyenler belki bu sorumluluklardan kaçabiliyorlardı ama artık günümüzden hiç bir kimsenin ben bilmiyorum diye bir mazareti olamaz. Gelişen teknolijiyle her türlü paylaşımı kolaylaştırılmıştır.
Kişi, TV, iNTERNET, RADYO,GAZETE, CAMi v.s. aracılığı ile gayette arzu ettiği bilgiye ulaşabilir.
.
Hiç bir zerre boşa yaratılmamıştır,,, hiç bir kimse başı boş değildir,,, Cennet ucuz değil ve cehennemde lüzümsüz değildir,,, O halde kişi "Allaha muhtaç olduğu kadar O’na iTAAT etmeli, ateşe dayanabileceği kadar günah işlemeli".
Uzun lafın kısası ; Ölümün yaşı yoktur ve her mü’min bu sebepden dolayı ölüme her an hazır olmalı ve ’ümit ve korku’ arasında yaşamalıdır vesselam.
.
Güzel ahlak sahibi insan bırak davranışlarını güzel ve hayırlı olanla süslemekle kalmaz, düşüncesini dahi güzelliklerle meşgul eder. Hepimizin bildiği bir söz vardır "Güzel düşünen güzel görür, güzel görende güzel yaşar" ve beyinde ne bulunursa Kalpe iner. insan beşeri aşklardan önce Allah aşkıyla dolu olmalı ve Allah sevgisiyle gelisen sevgi kişiyi daha mutlu eder ve güzel olan Allah tabikide güzel olanı sever ve mükafatlandırır.
.
Yüce Allah, insana kendi ruhundan üflemiştir ve buda kulunu sevdiğine bir işarettir. Kulun Allaha olan sevigisinin işaretide O’na itaat etmektir ve buda en başta güzel ahlaklı olmaktır.
...

Bir cuma daha, bir selam daha, bir dua daha.