Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
matilgan
matilgan

Kayıp kuşaklar

Yorum

Kayıp kuşaklar

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

618

Okunma

Kayıp kuşaklar

Bizim çocukluğumuzda televizyon yoktu, gazete okuyanların sayısı parmakla sayılırdı. Ama fısıltı gazeteleriyle ne oluyor ne bitiyor herkese yayılırdı.


En çok yayılan dedikodu da “Bu kış komünizm gelecek” öcüsüydü. Komünizmlin ne olduğunu bilmezdik, komünistlerin, bildiğimiz insanlardan çok farklı yaratıklar olduğunu sanırdık. Onun için de korkardık “komünizm gelecek” diye.


Şimdi Türkiye Komünist Partisi yasal olarak kuruldu ve kaç seçimdir, seçimlere katılıyor. Hiç de korktuğumuz bir şeyler olmadı. Onlar da bizim gibi ağzı, gözü, kulağı olan insanlarmış. Amaç, korku toplumu yaratmakmış meğer.


Çocukluktan gençliğe adım attığımız yıllarda “68 kuşağı” deyimini sıkça duyar olmuştuk. Dünyada eş zamanlı olarak özellikle Amerikan emperyalizmine karşı gösterilerle anılırlardı. Hiçbir kişisel çıkar gütmeksizin, hayatları pahasına ABD’ye karşı yürüttükleri mücadele, tüm toplum tarafından saygı görürdü, önderleri efsaneleştiriliyordu.


Sonra “78 kuşağı” damgasını vurdu, siyasi literatüre… Bizim de kıyısında köşesinde yer aldığımız bu kuşak da, siyasi yelpazenin neresinde olursa olsun, sadece inandıkları değerlere, daha mutlu bir toplum, daha bağımsız bir ülke için mücadele ediyordu.


Gerek 68 kuşağı, gerek 78 kuşağı; tüm dünyadaki gelişmeleri yakından izliyor, sürekli okuyor, tartışıyor ve ülkeleri için projeler üretmeye çalışıyordu. Canlarını da verseler, yaralansalar sakat da kalsalar veya işkence görseler, mapuslarda çürüseler de hiçbirisi; asla, ideolojileri dışında kişisel bir hesap içinde olmuyorlardı. O gençlerin arasında kesinlikle hortumcu, dolandırıcı, yolsuzluğa bulaşan, kişisel zenginlik peşinde koşan kimse yoktu. Tamamen gönül işiydi, inanç işiydi yaptıkları.


Sonra 80 askeri darbesi geldi. O yıllarda doğan çocuklar, şimdi 27 yaşında… 68 kuşağındakiler, 78 kuşağındakiler 17-18 yaşlarından itibaren memleketleri için kafa yorar, araştırır, kendi inandıkları doğrultuda mücadele ederlerdi. 80 sonrası yetişen kuşak, kendilerinden önce yetişenlere hiç benzemedi. Onlar, ya kişisel kurtuluş yolunu tercih edip, sadeci iyi bir okul bitirmek için bilgisayarlarının, ders kitaplarının içine kapandılar; ya da yine daha kolay yoldan kişisel kurtuluş için çeteciliğe, mafyacılığa, kapkaççılığa, devlet olanaklarından yararlanarak servet edinmek için ihaleciliğe, yolsuzluğa yöneldiler…


Peki o idealist, canları pahasına toplumları, ülkeleri için büyük özverilerle mücadele eden 68 kuşağı, 78 kuşağı şimdi nerede?


Bunların hepsi ölmedi ya… Bunların hepsi cezaevinde değil ya… Bunların hepsi, yaptıklarından pişman olup, yeni neslin seçtiği kişisel kurtuluşa sarılmadı ya…


Yok. Bunların hiçbiri değil. 68 kuşağının da, 78 kuşağının da büyük bölümü yaşıyor, büyük bölümü, çeşitli mesleklerde, çeşitli sıfatlarda aramızda.


Değişen tek şey, bu kuşakların anti-siyasallaştırma, anti-toplumculuk furyasından etkilenip, sadece kendi yaşamlarını düzenleyip, “rahat bir yaşam” felsefesinin cenderesine sıkışmaları…


Elbet, hiç kimse 68 ve 78 kuşağının var olduğu dönemlerdeki, kinleri, şiddeti, olumsuzlukları tekrar yaşamak istemez. Onca gencin yaşamını yitirdiği, işkenceleri, baskıları, kavgaları, öğrenimin engellenmesini, sıkı yönetimleri, devlet güvenlik mahkemelerini, korku günlerini istemez… Ama o günlerin hiçbir kişisel çıkar düşünmeksizin, inanç uğruna, ülke, toplum uğruna gösterilen özverileri bugün olsa; bunca yolsuzluk, hırsızlık, ahlaksızlık, çürümüşlük, dejenerasyon yaşanmazdı.


O kuşakların kaybolması, bugün yaşadığımız tüm sıkıntıların da kaynağı…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kayıp kuşaklar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kayıp kuşaklar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kayıp kuşaklar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL