Adını unuttum. Hangi yazar ya da şairimizdi pek anımsamıyorum.Saik Faik miydi yoksa …Her neyse şöyle bir veciz sözleri gözlerime ilişmişti:

“-Tatilde de sıkıntılar seninle birlikte geliyorsa o tatilin hiçbir güzel tarafı kalmaz” diye.

Tatilimi ne güzel devam ettirirken ve ileriye dönük programlarım varken aniden gelen bir telefon her şeyi alt üst etmişti.

Şimdi burada tatilin güzel taraflarını geçirmeyi bırak ticari enkazın altında çıkış yolları aramaktayım.İşin ilginç tarafı farklı şeylerle karşılaştıkça kaybeden kişinin(kayinçimin) ne kadar cahil ve keriz olduğu ortaya çıkıyordu.Zaten önceden de öyleydi ya zaten.Neyse,bak sen şu işlere…

Sen ,bakliyat toptancılığında şu veya bu şekilde batmışsın.Zararın neresinden dönersen kardır hesabıyla kenara çekilmeye baksana.Benim kayınçı,kaybettikçe kazanacağım diye sağa sola saldırmış.Her saldırmasında da kaybetmiş.

Üçkağıtçının teki ,buna katakuleye getirip krokinin dışındaki maden ocağını satmış.Maden ocağının etrafında da başka maden ocakları var.Sahiplerinin hepsi de kurt gibi…Benim akıllı,sekiz ay kömür bulacağım diye boşuna karavana sallamış.Boşa giden paralar.Bu arada sağa sola yine boçlanmış.Son anda sol tünelde güçlü bir kömür damarını bulunca yandaki maden sahipleri ile tartışma çıkıyor.”Bizim yerimize girmişsin” diye tehdit ediyorlar.

Maden mühendisi getirterek yer tespitini tekrar yaptırdım.Çıkan sonuç vahim.Kayınçinin yeri krokide belirtilen yerin dışında kalmış.

İşletme sahibi buna yeri gösterirken eliyle işaret yaparak” şuradan şuraya kadarı senin” demiş.Diğer madencilerde yanlarındaymışlar,bunları söylerken.

Maden mühendisi,
“-Problem ,işletme sahibiyle çözülecek.eğer öyle söylediyse işletme sahibini bulun ,ben de geleyim yanınıza.Mağdur olduğunuzu söyleyin.Ben krokiyi tekrar düzenlerim” dedi.

İşletmenin gerçek sahibi ise piyasaya ve devlete olan maliye borçlarından hapisteymiş.Bir hafta sonra izinli olarak dışarıya çıkacağı günü beklemekten başka çare yok.

Bakalım o gün gelince ne yapacağız.Kayınçiden tekrar para aşırmanın yollarına mı bakacak,yoksa yer altı kanunları mı işleyecek doğrusu bilemiyorum…

Şöyle kendi kendime düşündüm de fazla hırslı olmak insana zarar veriyormuş.Pazarda kuruş kuruş helalından kazanıp da evime geldiğimde ailemle birlikte huzurlu olduğum günler aklıma geldi de…
Benim hallerim daha iyiymiş…Hiç olmazsa en büyük ortağım sırt sırta verdiğim karımla birlikteyim…

Ayhan sarıkaya