7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1117
Okunma

Onur BİLGE
Evimizde herkes birbirine karşı samimiydi ve her şey apaçık ortadaydı. Kimse kimseden bir şey saklamaz, bir süre saklasa da sonra uygun bir zamanda mutlaka söyler, aksi halde rahat edemezdi. Kulak yırtma olayı da açıklığa kavuştu. Annem, kimin ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Ablama ‘kaynanam’ derdi. Pek çok huyu ona benziyormuş. Göbek adı da onun adıymış. Hafifçe kamburluğu bile ona çekmiş. O da çok muzipmiş.
“Semiray’ın işi değil bu Lale’nin işi...” dedi. Dediği gibiydi. “Çünkü o, bunu planlayamaz. Etin yırtılacağını tahmin edemez. Ustaca planlanmış bir öç alış şekli! Yapsa yapsa kaynanam yapmıştır, bunu. Çocuğa öğretti, yaptırttı. Yapan, çocuk; kurtuldu diyelim; yaptırtan, yetişkin... Çok günah, çok! ” dedi ve ablama kızdı:
“Lale ne yaptın sen? Bu çocuğa intikam duygusunu öğrettin! .. Yüreğine kin tohumları ektin! ” dedi ona. “Artık hayatı boyunca deve gibi kin güdecek, senin gibi. Onu da kendine benzettin! İyi ettin! .. Aferin! .. Ne oldu şimdi? Kızın kulağı yırtıldı. İki gün sonra bitişecek. Yara kapanacak. Sen, ölünceye kadar vicdan azabı çekeceksin. Bu çocuğu zehirlediğin ve o çocuğu yaraladığın için günah
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 4
AYNA - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15