19
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1626
Okunma


Onur BİLGE
‘Mecnun’ derlerdi ona. Ne demekti mecnun? Altı yaşındaydım. “Beni mecnun ettin, sen de olasın. Aşkımı inkâr edersen Allah’tan bulasın! ” diye başlayan şarkı dillerdeydi. Dans ediyordu insanlar, radyoda ya da düğünlerde çalınınca, bu sözleri mırıldanarak. ‘Deli’ demekmiş. Sordum, annem dedi. ‘Leylâ ile Mecnun’ derlerdi sevişenler için. Kısa süre sonra nişanlanır, evlenirlerdi genelde. Mecnun, erkeğin adıydı. Çok eski bir aşk öyküsünün kahramanlarıymış.
Selma bir genç kızdı. Neden Leylâ değildi de Mecnun’du? Demek ki Leylâ deli değildi. Sadece Mecnun deliydi. Fakat Selma kızdı. O zaman o Leyla olmalıydı ama ona Mecnun diyorlardı. Nasıl olurdu deliler? Vurur, kırar, döker, bağırır, çağırır… Bunları yapanlara ‘delirdi’ denirdi. Selma bütün bunları yapmıyordu ki!
Giritli Mahallesi’nde, tek katlı yan yana sıralanmış küçücük evlerden birinde yaşayan bir ailenin en büyük kızıymış. Kasapmış babası. Onu reddetmiş, sokağa atmış. Nerde yatar kalkar? Esrarcılar, sarhoşlar… Kızları olduğunu gizliyorlarmış. Varlığından utanıyorlarmış. İki kız kardeşi daha varmış
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 4
AYNA - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15