15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1233
Okunma


Onur BİLGE
Bir ara mahallede mevlit okutturma çoğaldı. Bazıları adak adar gibi mevlit adamaya başladılar. O işleri olunca okutturuyorlardı. Daha önceleri o kadar yaygın değildi. Moda gibi yayıldı, tuttu. Önceleri sadece doğumlarda, sünnet düğünlerinden önce, bazı nişan düğünleri yerine bazen de düğün yerine okutulurdu. Birisi hapisten çıkınca falan... Böyle yerlere gidenler de genellikle bir kutu lokum götürürlerdi ve bir masanın üstüne, tavana kadar lokum kutusu yığılırdı. Gelenlere de lokum dağıtılırdı. O nedenle mevlit ile lokum, hafızamda yan yana yer almışlar.
Annem mevlide gideceğini söylediği zaman babam uzun uzun mevlidin ne demek olduğunu anlatır, Süleyman Çelebi’nin ruhunu şad ederdi. Derdi ki:
“Mevlit, şiirdir. Süleyman Çelebi, Hazreti Muhammet Sallallahü Aleyhi Vesellem Efendimizi övmek için kaleme almış. Methiyedir. Rahipler ve papazlar İsa Aleyhisselam’ı çok övünce o da Peygamber Efendimizi yazdığı bu methiyeyle övmüş. Zamanla halk tarafından çok beğenilmiş. Sık sık okunmaya başlanmış. Bir de makamla okununca daha çok tutulmuş. Bir araya gelindiğinde sesi güzel kişilere
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 4
AYNA - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15