8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
876
Okunma

Ne zaman bir şiir dinlesem onlar gelir aklıma. Dinlediğimde uzaklara dalar, hüzünler sarar yüreğimi. Ne zaman yalnız kalsam buğulanır gözlerim. Yutkunurum sebepsiz.
Ne zaman bir film seyretsem onları arar gözlerim. Köşe başlarında, yılgın...
Çocuklarımız...Bizim değilmiş gibi.
Başına sokak kelimesini yakıştırdığımız...
Farkındamısınız bilmem, her geçen gün binlerce çocuk sokaklara terkediliyor.Sıcacık bir yuva ve sıcacık duygulardan yoksun...
Sokağın soğuk yalnızlığına terkediliyor bu çocuklar, umarsızca...Kimbilir hangi sebeplerle?
Belki yitirilen umutlar, belki de acımasız hayat şartları ve yahut kimbilir, hangi çıkmaz sokak itti onları oralara?
Her ne kadar da görmek istemesek te gözümüzün önündeler onlar. Her yerdeler...
Belki kuytu bir köşede, belki bir Atm’ de ve yahut bir inşaatın o soğuk taş zemininde.
Onlar her yerdeler...Bazen bir parkta, bir cami avlusunda, yalnızlığın, yoksulluğun kol gezdiği her köşede...
Onlar hep yalnızlar...Yapayalnız...
Hayata yalnız gözlerle bakıyorlar. Şefkatten, sevgiden yoksunlar onlar.
Umutların tükendiği, yarınların belirsiz olduğu bir gözle bakıyorlar hayata...Hep bir adım geride kalıyorlar. Hayata bir adım uzaktalar.
Kendi dünyalarına terkedilmişler. Kendilerine ait bir dünya yaratmışlar. Bu günlerini, yarınlarını bölüştükleri bir dünya...
Sızlıyor yüreğimiz, acıyor, onları gördüğümüzde...
Köşe başlarında göz göze geldiğimiz, gözlerinde yılgın tükenişler sezdiğimiz o manalı bakışlar...Soğuk bir ekmeğe el uzatışlarındaki o çaresizlik...Hangi birimizin yüreğini sızlatmıyor ki?
Çok karşılaşırız onlarla. Bir kavşakta, bir camı silerken...Göz göze geldiğimizde, o buğulu yalvarış...Hangi yüreği sızlatmıyor ki?
Kadere, feleğe yenik umutlarla bakmak...Hayatın peşine çıplak ayaklarla vermek...Oysa ne kadar zor heyhat!
Ucundan, köşesinden bile olsa hayata tutunmaya çalışmak...
Yaman öykülerin yaman figüranlarıdır onlar...
Hangi birinin öyküsünü dinlemeye kalkarsanız, yüreğiniz cız eder.
Kimsesizliğin , çaresizliğin, ezilmişliğin izleri vardır öykülerinde.
Daha doğarken yemişlerdir feleğin silesini onlar...
onbeşinde, onyedisinde kayıvermişler hayatın belirsizliğine.
Hayata yakın olmak isterken ırak kalmışlar hayata...
Hep bir adım geriden yaşıyorlar hayatı. Hayata bir adım uzaktalar...
Bizlerden farklı bir dünya yaratmışlar kendilerine. Bu günlerini, yarınlarını beraberce bölüştükleri bir dünya...
Hayatı bir avuç naylona doldurarak koklamaya çalışmak, hayatı...
Belki yetim , belki öksüz, belki de daha da kötüsü, kimsesiz... Yapayalnız onlar.
Sonuçta insan onlar. Bizm çocuklarımız, kardeşlerimiz, onlar...
Onları yalnızlıktan, sokaklardan, kuytulardan çekmek bizim görevimiz.
Gelin onlara ağabey, kardeş, ana , baba olalım. Beraber...
Gelin bu günlerimizi, yarınlarımızı bölüşelim onlarla. Beraber...
Gelin çekip, çıkartalım kuytu labirentlerden onları.
Yol yakınken deneyelim.
Gelin sevgiyle kucaklayalım onları.
Sevgi tohumları serpelim yüreklerine.
Hemen...
Şimdi...
Ama yapalım...
Çünkü yarın, çok geç olabilir...