UNUTULMAYAN GÖNÜL İNSANI NECİP FAZIL

Nice medeniyetler kurmuş yüce Türk Milletinin yakın ve uzak tarihi gönüllerde yaşayan birçok şahsiyetlerle doludur. Nice insanlar vardır; doğar yaşar ve ölürler. Fakat niceler de vardır ki, onlar madden ölürler ama bıraktığı eseler ve fikirlerle daima toplumda ve insanların gönlünde ebedi olarak yaşarlar. İşte bunlardan biri de Rahmetli Necip Fazıl Kısakürek’tir.
Her ölüm yıldönümünde Necip Fazıl ile ilgili yazılar ve haberler yayınlanır. Fakat biz O’nun misyon ve vizyonuna belki de hala sahip olamadık. O sadece bir edebiyatçı, yazar şair felsefeci değil, bu toplumun bağrından çıkan çilekeş, bir dava ve gönül insanıdır.
Nice şair, yazar ve değerli isimler zamanın hoyratlığında, bazen de sahipsizlik karşısında belki unutulup gitmiştir. Unutulmaya yüz tutmuş bir yığın şair ve yazarlar yazıları, şiirleri ve de hatıralarıyla anılmayı bekliyor. Necip Fazıl zihinlerde yer etmiş her an anılmaya layık bir şahsiyettir. Ölüm yıldönümünde edebiyatçı şair ve yazarların onu hatırlama, anma ve hatırlatma adına vefa borcu vardır.
Hayat, doğumla ölüm arasındaki dosdoğru istikamettir. İnsanı değerli kılan inancı, kişiliği ve duruşudur. İşte O; çizgi, duruş ve yazılarıyla vizyona sahip bir insandı. Çevresinde onu en iyi anlayanlar şair, yazarlar, onun penceresinden bakanlardı. O kendi imkânıyla bir şeyler yapmanın kelimelere ruh vermenin, üflemenin hazzını yaşamıştı. Hayatı bizim için örnek alınacak davranışlarla dolu olan bu büyük şahsiyeti, satırlara sığdırmak elbette mümkün değildir. Ancak hayatından kesitler ve söylemleri bize ışık olacak, ufkumuzu biraz daha genişletecektir.
Hayatımızı en önemli kılan meselenin başı iman ve ona uygun yaşamak ve dünya görüşüne sahip olmak elbette çok önemlidir. Necip fazıl, şahsına münhasır inançla, imanla özdeşleşmiş, felsefeci ve edebiyatçı düşünce insanlarından biri. Şiirleriyle daima kültür ve inancın arzusu içinde olan şairdir. O’nun “Sakarya” şiiri Türk gençliğinin gönlünde daima bir ilham kaynağı olmuştur. Söylemleriyle inkılâbın daha çok iç âlemimizde olması gerektiği bir izlenim vermektedir.
Türk edebiyatında ve düşünce hayatımızda benzersiz bir yere sahip olan Necip Fazıl, her çevreden insanı hayran bırakan bir şahsiyettir. Kültür hayatımızda çok önemli ve vazgeçilmez bir yeri vardır. Cumhuriyet dönemi şiiri, tiyatrosu, din ve tarih anlayışı gibi konularda onun eserleri ve tezleri, her görüşten kültür çevrelerinde çok etkileyici olmuş ve kabul görmüştür.
N.Fazıl bazı eserlerinde yaşlı, genç nesiller arasındaki değerler çatışmasını, duygu, düşünce, inanç ve kişilik uçurumunu temellerindeki sebepler ve sonuçları itibariyle ayrıntılı bir biçimde anlatır. Bunu yaparken de olayları belli bir dünya görüşünün perspektifinden yorumlar. İşte gönüllerde ıslahatı gerçekleştirmeye çalışan, içini böylece yenileştiren, dışına da aynı güzellikleri yansıtanlardan ve herkese nasip olmayan, toplumda iz bırakan, gönüllerde yaşayan mutlu insanlardan biridir
Necip Fazıl’ın bakışı açısı yerlidir yani milli, İslâmî bir perspektife sahiptir. Sorunlara yaklaşırken bazı yazarlar gibi batının, batılı düşüncelerin tutsaklığı içerisinde değildir. Necip Fazıl’ın çağını aşan mesajının bütün dünyada anlaşılmasını sağlamak insanlığa fayda sağlayacaktır. Sakarya Türküsü (Şiiri)den bir kesitle bitirelim. Üstadı anarken Fatihalar gönderiyoruz, ruhu şad olsun…
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya/ Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
……………
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir/ Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.
…………….
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su/ Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
…………….
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz/ Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!
…………
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya/ Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Saka