20
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3581
Okunma


Onur BİLGE
Akademinin giriş kapısı ile arka bahçedeki kantine açılan kapı arası, girişle dershanelerden çok işler. Birinci sınıf da girişin tam karşısındaki en büyük amfidir. Ana kapıdan dersliğe yürüyünce, sağda ayniyat, solda da yaşlı, yaşamaktan bezmiş göründüğü halde, konuşmalarından anladığım kadarıyla, hayatı olduğu gibi kabullenmiş, hatta belki de içten içe hayatından son derece memnun, bir boyacı vardır.
Herkes okuyamadım, öğrenemedim, defter, kalem, kitap, teksir, hoca, ders, imtihan, not, diploma, askerlik, iş, evlenme, ekmek, geçim, seçim derdindeyken; asıl adının ne olduğunu kimsenin merak etmediği, Kamber olarak tanınan bu adam, işini önüne koymuş, son derece rahattı. Yüzü gözü ayakkabılardan havalanan ince, nefes tıkayan tozdan görünmezdi. Buruşuk cildi siyah deliklerle dolu, nasırlı elleri; boya, cila, pislik ve bakımsızlık nedeniyle yara bere içindeydi. Avurtları çökmüş, gözleri çukuruna kaçmış, kaşları, kirpiklerinin üstüne sarkmıştı. Kocaman, kemerli, ucu sivri bir burnu vardı. Sigaradan morarmış, katlı ve kırışık dudakları hep kıpır kıpırdı. Çıkık, sivri çenesi de hareket halindeydi. Yalnızken de bir şeyler mırıldanmaktaydı. Genellikle koyu renk, eski ve ütüsüz giysiler giyen bu çingene, süslü püslü sandığının başında, minik taburesinde pineklerdi. Yerinde görmezsek eksikliğini fark ediverdiğimiz bir parçasıydı okulun. Birileri geçerken had safhada tozlu, kocaman, karartmış, meyilli fırçasını bazen sandığın sağ yanına, bazen de keratayı, pırıl pırıl parlayan pirinç şişe kapaklarına vurarak dikkat çekmeye çalışır: “Boyayalım abi! ” derdi. Çocuklarla koyu sohbetlere dalardı. En çok söylediği söz, dillere destan olmuştu:
“Benim bir olum var. Senin gibi... Görsen ayran kalırsın! Ayakları miz kokar! ”
1001 GECE ÖYKÜLERİ - 1
SEMİRAY - LİMAN YAYINLARI
KİTAP TEMİN ADRESİ: M. Şerikan KARA : 0 536 275 90 15