7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1289
Okunma

Kapkara toz bulutları sarmışken Silopi’nin şafağını,Kimse görmesin diye ayıbımızı doğa asit kuyularını gizliyordu.Kuyuların başında bekleyen kayıp yakınlarının çığlığı duyulmasın diye,sağır oluyorduk.Görmeyelim diye kör oluyorduk.!
Yeniden hava açıldı ve günahlarımızla yüzleşmek zorunda kaldık.
Asit kuyularında kemik ve bez parçalarına raslandı.Bu bize birşeyler hatırlattı....!
100 yıl sonra Asit kuyularına attıklarımızdan ’özür dileyelim’ diyenlere ’onlarda bizim dedelerimizi asit kuyularına atmıştı’ diye bir savunma refleksi içinde olacak torunlarımıza
kötü örnek olmayalım.Yarından tezi yok.Savaşı ve ölümü çağrıştıran bütün tavır ve davranışlardan arınalım.Kendimize yeni bir barış ve yaşam dili oluşturalım.
Asit kuyularına atılmış vaya öldürülüp gömülmüş her insan için yas tutalım.Yoksa ülkemiz Hizbullahın gömdüğü cesetlerle ,asit kuyularına atılmış cesetlerle anılan bir ülke olmaktan kurtulamayacaktır.
Tarih bizi effetsin......