Geçenlerde bir arkadaşım bana şöyle bir soru sordu; Yavrusuna bakmayan,doğar doğmaz onu bırakan hayvan hangisidir?

Bu soru geçenlerde bir bilgi yarışmasında çıkmış. Şıkların içinde bir de yılan varmış. Arkadaş:"Ben ilk başta yılan dedim" dedi... Ne de olsa yılanı hain olarak bellemişiz ya, yavrusuna da ihanet eder diye düşünmüş. Ama doğru cevap guguk kuşuymuş. Yarışmacı bu soruyu doğru cevaplandırmış mı, onu bilemiyorum, sormadım da arkadaşa.

Sadece şunu düşündüm: Önemsiz olarak gördüğümüz bazı şeylerin hayatımızı nasıl belirlediğidir. Sonra hayatım gözümün önünden geçti ve farkettim ki aslında hep "önemsiz" damgası vurduğum olaylar ve durumlar hayatımı hep belirlemiş. Bakın siz de gözünüzün önüne getirin bunu farkedecek ve şok olacaksınız.

Geçenlerde bir arkadaşın yazısında okumuştum. Sanırım bu sitedeydi. Hayatının aşkını fakülyete giderken otobüste görmüştü. Sahi siz nerde karşılaştınız? Ya da şimdi sizin hayatınızda çok önemli bir yere sahip olan biri ile ilk karşılaşmanızı ya da tanışmanızı gözünüzün önüne getirin, takminimce "önemsiz" olarak nitelendirdiğiniz bir olay veya durumdan sonra karşılaşmış veya tanışmışsınızdır.

Şimdi "tesadüf"ü yardıma çağıralım. Başımıza gelen her şey aslında ya bir tesedüftür ya da bir "önemsiz olay"dır. Bu ikisini hayatınızda çıkartın geriye koskoca bir hiç kalacağını göreceksiniz.

Üniversite okurken çok samimi olduğum bir arkadaş bana şunu söylemişti:" Benim çok tatlı beş yaşında bir yeğenim var. Onu alıp kafelere giderim. Çocuğu öyle bir alıştırmışım,gider kızların yoğun olduğu masaya ve kızlar yeğenimle oynar. Bu arada ben giderim çocuğu geri getirmek isterim ama kızlar habire onunla oynar ve bırakmazlar. Ben de fırsattan istifade kızlarla tanışırım. " Bunları bana derken kendisi nişanlıydı ve nişanlısıyla da bu yolla tanışmıştı.

Şimdi o nişanlıyı bir gözümüzün önüne getirelim. Onun için sıradan bir gündür,arkadaşlarıyla buluşmaya kafeye gidecektir ve tatlı bir çocuk gelip onların masasına ve o da çocukla ilgilecek. Bu arada çocuğun dayısı gelip tanışacak bunlarla ve birbirine denk gelmiş olacaklar. Aslında yukarda anlattığım durum ve olayların hepsi o bayan arkadaşın gözünde "önemsiz" şeylerdir. Ama bu önemsiz olay ve durumlar onun geleceğini belirleyecektir.

Çok sevdiğim bir yazarın dediği gibi:"Sıradan kadın yoktur,tüm kadınlar sıradışıdır" ben de o yazarın o sözünü değiştirerek şunu diyebilir miyim:"Önemsiz olay yoktur başımıza gelen her şey önemlidir"

Ahmet Altan: Kristal Denizaltı