Diyarbakır’ın Kulp ilçesinin vakti zamanında yollarının çamur ve çukurlarla bir güzel yüzdeki sivilce gibi dolu olması üzerine batı vilayetlerini gören birisinin siyasilere hitaben sarf ettiği esprili ama bir o kadar da manidar söze bakın ve çay demleyin. Halk ağzıyla tekrar edildiği gibi yazmaya çalışmıyorum yanlış olursa affedin lütfen.
“Ey halkı KULP’e
Yek kanca ye,
Yek nokta.(Noktalı virgül)
Batının yolları asfaltı zifte
Neden bizim yollar kert u kurte(çukur)” diye serzenişte bulunmalı hizmetten payelenmemiş yerlerin sahiplerine. Siyaset hizmettir, gerisi lafı güzaftır. Bir dakika hemşerim! Siz Bu memleketin neresindensiniz? Bu halk çamurun hasını sineye çeker de insanların çamurluğunu asla kabul edemez!

One Minute!

Eski Cumhurbaşkanlarımızdan Sayın Demirel vakti zamanında sekreterlerine; “Kayseri’den bu yana (Doğu) gelen olursa hemen içeri alın, Kayseri’den öte (Batı) gelen varsa içeri almayın.” demiştir. Neden bunu söylemiştir? Kendisinin ileri sürmüş olduğu sebep şu: “Çünkü Kayseri’den bu taraf- yani bizim olduğumuz taraf- birbirini şikâyet ve yerinden etme ile uğraşırken Kayseri’den öte taraf ise hizmet için gidiyormuş.” la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim. Bugün durum farklı mıdır acaba? Demirel gitti ama kendisine izafe edilen yukarıdaki zihniyet gitmiş midir memleketten? Bir dakika hemşerim! Sizler bizleri tanıdığınızı iddia ediyorsunuz. O zaman bizlerin artık ‘dün dündür bugün bugündür’ çocuk masallarıyla uyutulamayacağımızı bilmenizi istirham ederim. Artık Ankara’nın yolları hizmet için arşınlanıyor.

One Minute!

Cehennemde af çıkar Her millet kendi insanına yardım edip el birliği ile cehennem çukurundan çıkar. Bizimkilerin olduğu bölümde ise kimse çıkmıyormuş. Merak bu ya, durumu yakından görüp meraklarını gidermek isteyenler bizimkilerin olduğu çukurun başına geldiklerinde şunu görmüşler. Çukuru tırmanmaya çalışan birisi varsa bir diğeri de onu paçasından tutup gerisin geriye çekip düşürüyormuş. Bu yüzden hiç kimse çıkamıyormuş. Yengeç misali. Yengeçler de birbirlerini kıskaçları ile tutup geriye doğru attıklarından hiçbir kapalı yerden çıkamazlar. Ve bulundukları kapalı yerlerin üstü de bu yüzden hep açıktır.
Halimiz bundan ibaret değil de nedir allahaşkına? Bir dakika hemşerim! Birbirimize ayak bağı olduğumuz yeter de artar bile. Köylü köyüne evli evine. Bu sevdaya hamal olmayan uzak dursun. Gölge istemeyiz, gerisi yeter bize.

One Minute!

Bir Dakika hemşerim! Burası öyle her gelenin cirit atacağı, at oynatacağı bir yer değildir. Bir raconu vardır memleketin. Bir usulü, bir erkânı. Siyasileşen bir aşkın marazileşen halleri içinde kıvranıp duruyoruz. Tabiri caizse dokuz doğuruyoruz. Artık herkese bir dakika diyoruz. Hasbice, kalenderce, mertçe bir dakika! İtirazı olan, yoktur kabilinden.

Moderatörün olayım bir dakika! Kötülük eden kötülük bulurun Farsçası: “Men Dakka dukka” bir dakika!
Aşkının İsrail’i olayım one minute! Öylesine sınır tanımayan, hak hukuk bellemeyen, kimseyi takmayan, başına buyruk, oysa herkes onlara kuyruk!
Ömrümün bir numarası one minute! Bir dakikaya neler sığmadı ki şu son günlerde. Bu kelime grubunu kullanmayan kaldı mı ki! Çok geniş bir zamanı ihata eden bir dakika!
Moderatörün düşmüş olduğu hale düşesin diye arkamızda kına yakanlara ithaf edelim bu yazıyı. Bir moderatör ölmüş diyeler, soğuk su ile yuyalar, 40 gün sonra duyalar…
One Minute lütfen!