Desen, bir görme biçimi ve özgün bir anlatım yoludur. Yalın ve kesin görüş biçimiyle düşüncenin vurgulanmasını amaçlar.
Çizgi ile desen arasındaki farkı bilmek gerekir. Çizgi kısaca sınırlama aracıdır. Objeleri diğer objelerden ayıran ya da mekan içinde objenin belirlenmesine yarayan kenarlardır.Kenar kavramı bizde çizgi olarak bilinir ve algılanır. İlk insanların ve çocukların çizimleri en belirgin çizgi uygulamaları daha doğrusu sınırlamalardır.
İnsanların konuşmadan önce çizgiyle anlaşmaya başladıkları yaygın bir görüştür.Mağara duvarlarındaki çizimler, yazıdan önce şekilleri içeren harfler bunlara en güzel kanıttır. İnsanoğlu düşünmeye başlayalı çizmeye yönelmiş. Anlatıma sesle giremediği günlerde, anlatılanları algılayamadığı zamanlarda hep çizmiş, anlatmış anlatacaklarını. Anlatılanları da çizgiyle anlamış. Gücün simgesi olarak bellemiş çizgiyi. Yakalamak istediği hayvanı bu simgeyle tutsak kılmış mağara duvarlarına. Ona bu yolla egemen olacağını düşünmüş, olmuş da... Nedir, nicedir bu çizginin gücü?

Anlamı kendi içinde yüklü olan bu güç, ister yazıyla uğraşanlar olsun, isterse çizenler ya da boyayanlar olsun tümden bu gücün peşinden koşmuşlardır, koşmaya da devam etmektedirler. Değişik araç-gereç kullanarak sınırsız çizgi olanakları gerçekleştirmişlerdir
Bilinç altı çizgileri ile, yani birikimlerimizin oluşturduğu çizgi potansiyelimiz ve çizgi dağarcığımızın verileri ile, doğada görülen çizgileri birleştirmek, kaynaştırmak gerekir

Uygulama yaparak korkuyu yenmek, denemelerle korkuya neden olan olumsuzlukları ortadan kaldırmak gerekmektedir. Yeter ki kararlı olalım, inceleme ve araştırmalarla sorunları çözmeye devam edelim. Uygulamalar sırasında elbette yanlışlar olacaktır. Bundan korkmamak gerekir. Korkacağımız tek şey yanlışlarımızı görmemek ve düzeltmemek olmalıdır.Bu nedenle yanlışları düzelterek çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Çalıştıkça, görme gücümüz artacak, olumlu ve olumsuzlukları görmemiz de kolaylaşacaktır.

Önemli olan çalışmalara, kalınan yerden ve eklemeler yaparak devam etmektir. Her çalışma bir öncekine göre daha etkin, giderek sorunların üstesinden gelerek gelişme aşamaları ortaya çıkarmalıdır. Yeter ki, bilinçli çözümler, bilinçli çözüm yolları denensin.
Denemeler bizi kesinlikle başarıya ulaştır. Sanatın yolu denemelerin oluşturduğu basamaklardan geçer. Araştırma ve deneme yapmadan sonuca ulaşmak olasılığı asla olmamıştır ve yoktur.

Deneme kişiyi güçlü kılar. Bu güç duyulmalıdır, duyurulmalıdır. Kişi içindeki bu gücün varlığını çalışmalarla ortaya koymalıdır. Galeriler ve müzeler en uygun ortamlardır. Sanatın kaynağı öncelikle buralardaki yapıtlardan irdelenip öğrenilebilir. Ustaların dünyasına ulaşmak için adımlarımızın bu yollardan geçmesi gerekir. Bu yolları aşındırmak, bu yollarda eskimek sanat verileri ile donatılmamıza kaynaklık ederler. Öyleyse gücümüzü, kişiliğimizi bu kurgular üzerine oturtmaya çalışırsak geleceğe ve sanat anlayışımıza yönelmeye adımlarımızı atmış oluruz.

Mehmet ERBİL