Herkes, insanlığa hizmet etmenin en şerefli vazife olduğunu ve bunun için çalıştığını söyler. Kendi keyfi, kendi zevki için ve para kazanmak için olan çalışmalarını, didinmelerini bu hizmet maskesi ile örtenler pek çoktur.

İnsanlara hizmet, onları dünyada ve ahirette rahata , huzura kavuşturmak demektir.Bunun da tek yolu, tek başarıcısı insanları yaratan, yetiştiren , merhameti ve ihsanı sonsuz bol olan Allah’ın gösterdiği huzur yolu İslamiyettir. İnsanlığa hizmet, İslamiyete hizmettir.

Din üzerinde konuşabilmek için, az da olsa, bir din bilgisine sahip olmak lazımdır.İslamiyeti bu günkü kapitalistlere, sömürücülere benzetip, dine böyle saldırmak, gözü döndürücü, aklı örtücü, azılı bir İslam düşmanlığını göstermektedir. İstihsal kuvvetlerini belirli ellerde toplayan ve milleti sömüren batılı kapitalistlere ve zalim sömürücülere karşı bir şey demeyipte sosyal adaleti emreden İslamiyete saldırmak düpedüz İslam düşmanlığıdır sömürü yandaşlığıdır.

İslamiyet, bir lokma, bir hırka felfesiyle cennet vaad eden bir din değildir. Kanaat etmek, israftan sakınmak demektir. Kadere inanmak Allah’tan geleni şartsız kabul etmektir. Kanaat etmeyi, kadere çatmayı, İslamiyeti küçük düşürmek, batı dinlerini öne çıkarma eylemi içinde olanların sömürü yatırımıdır.

Kanaat etmek nefse ağır geldiği için, hile ve zevk düşkünü ateistlerin işine gelmediği gibi, isyana götüren realite yalanları ile inanan yüreğe gölge düşürmek isteyenler olacaktır.Her mukaddes mutlak düşman kazanacaktır.. Düşmanı, iyi bir din bilgisi ile donanımlı insan yenebilir...Nefs de insanın en tehlikeli düşmanıdır.